fbpx
0533 391 23 60 info@adanustour.com

Giriş

Kaydol

After creating an account, you'll be able to track your payment status, track the confirmation and you can also rate the tour after you finished the tour.
Username*
Password*
Confirm Password*
First Name*
Last Name*
Birth Date*
Email*
Phone*
Country*
* Creating an account means you're okay with our Terms of Service and Privacy Statement.
Please agree to all the terms and conditions before proceeding to the next step

Already a member?

Giriş
0533 391 23 60 info@adanustour.com

Giriş

Kaydol

After creating an account, you'll be able to track your payment status, track the confirmation and you can also rate the tour after you finished the tour.
Username*
Password*
Confirm Password*
First Name*
Last Name*
Birth Date*
Email*
Phone*
Country*
* Creating an account means you're okay with our Terms of Service and Privacy Statement.
Please agree to all the terms and conditions before proceeding to the next step

Already a member?

Giriş

AZERBAYCAN – GÜRCİSTAN – ERMENİSTAN TURU, 7 GECE 8 GÜN, UÇAKLA

0
Fiyat
Fiyat
Beğendiklerime Ekle

Adding item to wishlist requires an account

32

AZERBAYCAN – GÜRCİSTAN – ERMENİSTAN TURU

Kafkaslar’ın muhteşem coğrafyasını ve engin tarihini keşfediyoruz

 TÜRK HAVAYOLLARI İLE 

 
 

…. €’DAN BAŞLAYAN

KAÇIRILMAYACAK CAZİP FİYATLAR!

 

Kalkış noktalarını, tur programını ve fiyata dâhil tüm hizmetleri aşağıdaki satırlarda inceleyebilirsiniz. 

Bilgi ve Rezervasyon İşlemleri İçin Hemen Ara: 05336533503 | info@adanustour.com

TUR KODU: ADAMNG-GÜR/ERM/AZR- İST-BTM -311

TUR DETAYLARI

UÇUŞ BİLGİLERİ ( TIKLAYIN)

GİDİŞ : Tarih: …….
 
DÖNÜŞ: ……..

ALTERNATİF TUR TARİH ve FİYAT SEÇENEKLERİ ( TIKLAYIN)

 

Tarih Otel İki Kişilik Odada Kişibaşı Üç Kişilik Odada Kişibaşı Tek Kişilik Oda Çocuk (02,00 – 11,99 Yaş) 2 Çocuk (02,00 – 11,99 Yaş) Bebek (00,00 – 1.99 Yaş)    
29 Eylül 2023 | 01 Ekim 2023 5* Hilton Batumi vb. 499 EUR 499 EUR 649 EUR 479 EUR 958 EUR    
13 Ekim 2023 | 15 Ekim 2023 5* Hilton Batumi vb. 499 EUR 499 EUR 649 EUR 479 EUR 958 EUR    
20 Ekim 2023 | 23 Ekim 2023 5* Hilton Batumi vb. 499 EUR 499 EUR 649 EUR 479 EUR 958 EUR    
27 Ekim 2023 | 29 Ekim 2023 5* Hilton Batumi vb. 399 EUR 399 EUR 549 EUR 379 EUR 758 EUR    
03 Kasım 2023 | 05 Kasım 2023 5* Hilton Batumi vb. 399 EUR 399 EUR 549 EUR 379 EUR 758 EUR    

(€) PAKET/EK HİZMET FİYAT BİLGİSİ

Çıkış Tarihi – Dönüş Tarihi: …..

Oteller İki Kişilik Odada Kişi Başı Tek Kişilik Oda 2-11.99 Yaş 0-1.99 Yaş      
               
               
               
 

Tur fiyatları kademeli olarak ayarlanmaktır. Güncel fiyat için, Adanus tur’a danışınız.

ADANUS TUR YURTİÇİ – YURT DIŞI PAKET TUR SATIŞ SÖZLEŞMESİ ( TIKLAYIN)

FİYATA DAHİL VE HARİÇ SERVİSLER

DAHİL SERVİSLER ( TIKLAYIN)

DAHİL OLMAYAN SERVİSLER ( TIKLAYIN)

*150 TL Yurt dışı çıkış fonu (Seyahat tarihi öncesinde ilgili bankalara veya havalimanı Harç Pulu bankosuna yatırılmalıdır.), 

*Vize Ücretleri (Ermenistan kapı vizesi SADECE bordo pasaportlulariçin kişi başı 10 USD, Yeşil Pasaportlular tur hareket tarihinden en az 30 gün önce başvuru yapılması gerekiyor)

*Ekstra turlar

*Seyahat Sigortası 

*Kişisel harcamalar

*Ek bagaj ücretleri

ÖNEMLİ HUSUSLAR

TUR BROŞÜRÜ HAKKINDA NOTLAR (TIKLAYIN)

ÖNEMLİ NOTLAR…!

 Tur organizasyonumuz Adanus tur ve PCS (Acente) işbirliği ile gerçekleşmektedir.

Normal pasaportlarda pasaport veriliş tarihinin 10 seneden daha fazla, diğer pasaport tiplerinde ise 5 seneden daha fazla olması durumunda, seyahate katılacak kişinin geçerli vizesi olsa dahi, yurt dışına çıkamaz ve pasaporta vize alım işlemi yapılamaz. Lütfen pasaport bilgi ve detaylarınızı kontrol ediniz.
 
  Pasaport polisi Türkiye gümrüklerinden çıkış yapılırken, Türk Vatandaşlarından veya Yabancı uyruklu vatandaşlardan, veya geçerli vizesi olan pasaportu olsa dahi, tüm pasaport tipleri için, (Umuma Mahsus, Hususi Damgalı, Hizmet Damgalı, Diplomatik) seyahat tarihi itibariyle minimum 6 ay geçerlilik şartı aramaktadır. Bu sebeple 6 aydan az geçerliliği olan pasaportlara acentemiz tarafımızdan onay verilmemektedir.6 aydan az
geçerliliği olan pasaport sahiplerinin tura katılamamalarından dolayı ACENTE’nin yolcuya karşı herhangi bir tazminat yükümlülüğü yoktur.
 

 ACENTE, geziye katılacak tüketicilerle, gemi, otel, taşıyıcı firmalar ve gezi ile ilgili diğer hizmetleri sunan her türlü üçüncü şahıs ile ve tüzel kişilikler nezdinde aracı konumundadır. Bu nedenle kendisine müracaat ile geziye kayıt olan tüketicilerin, Acente ile taşımayı üstlenen müesseseler arasında yapılmış anlaşmalar hilafına; gösterilen araç programlarında, saatlerde, yerlerinde hazır bulunmamasından, kara, hava ve deniz araçlarının her türlü gecikmelerinden, grev, terör, savaş ve savaş ihtimali bunlara veya benzer mücbir sebeplerden, ulaşım aracını kullananın kendi hatasından veya üçüncü kişilerin şahsi kusurlarından veya öngörülmez teknik hususlardan kaynaklanan her türlü aksaklıklardan, maddi, manevi hasarlı kazalardan konaklama eksik veya tesislerinin hatalı hizmetlerinden, ACENTE’nin işleten sıfatı olmaması nedeni ile mevcut sorumluluğu bulunmadığını, asli fail gibi doğrudan doğruya sorumlu olmadığını taraflar bilmektedirler.

 
 Tüm gümrüklü yurtdışı çıkışlarında kalkış günü ilgili limanda tur hareket saatinden 3 saat önce hazır bulunulması gerekmektedir. Özellikle diğer şehirlerden iç hat uçuşu ile liman yada havalimanlarına gelecek olan misafirlerin uçuş saatlerini limanda olunması gereken saate göre ayarlamaları gerekmektedir. Bu sebepten dolayı geç kalınma ve/veya durumunda tura katılamama sorumluluk yolcuya ait olup, ACENTE’nin yolcuya karşı herhangi bir tazminat yükümlülüğü yoktur. İlgili havayolunun online check in sitesi var ise, check in işlemlerini tur hareketinden 24 saat önce şahsen yapmaları tavsiye edilir.
 
 ACENTE; havayolu ile yolcularımız arasında aracı konumunda olup, 28.09.1955 Lahey protokolüne tabidir.
 
 Uçuş öncesinde uçak saatleri değişebilir. Tüm uçuş saatlerinin tur hareket saatinden 48 saat önce yolcu tarafından teyit edilmesi gerekmektedir. Yolcularımız uçuş detaylarının değişebileceğini bilerek ve kabul ederek turu satın almışlardır.
 
Tur programında dahil olan hizmetlerden otelde alınan kahvaltılar, bulunulan ülkenin kahvaltı kültürüne uygun olarak ve genelde Continental kahvaltı olarak adlandırılan tereyağı, reçel, ekmek, çay veya kahveden oluşan sınırlı bir mönü ile sunulmakta olup gruplar için gruba tahsis edilmiş ayrı bir salonda servis edilebilir. 3 Kişilik odalar, otellerin müsaitliğine göre verilebilmekte olup, bu tip odalarda 3 Kişiye tahsis edilen yatak standart yataklardan küçüktür. 3 Kişilik odalar 1 büyük yatak + 1ilave yataktan oluşmaktadır. İlave yataklar açma-kapama ve coach bed olarak adlandırılan yataklardan oluştukları için tur katılımcısı 3 Kişi ve/veya çocuk rezervasyonlarında odalarda yaşanabilecek sıkışıklık ve yatak tipini kabul ettiklerini beyan etmiş sayılırlar. Çocuk
indirimleri 2 yetişkin yanında kalan –yaş grubuna uyan- tek çocuk için geçerlidir.
Otellerde sınırlı sayıda TWIN (2 ayrı yataklı) oda bulunmasından dolayı, TWIN oda talebinizi rezervasyondan önce kontrol ediniz.
 
 18 yaş altı reşit sayılmayan çocukların anne veya babalarından biri veya ikisi ile beraber tura katılmadığı durumlarda, tura katılım için gerekli olan muvaffakatnamelerin seyahat sırasında kişilerin yanında bulundurulması zorunludur.
 
 Panoramik şehir turu, şehirlerin tanıtımı için düzenlenen 2-3 saat süreli turlar olup içeriği değişmemek şartıyla farklı günlerde düzenlenebilir. Müze, ören yeri girişlerini içermez. Ekstra turlar, tur lideri tarafından belirlenecek kişi sayısı ile gerçekleştirilir ve günleri programın akışına göre tur lideri tarafından değiştirilebilir.
 
 Hava durumuna bağlı olarak turlar gerçekleşmeyebilir. Yerel otoriteler tarafından gezilmesine, gidilmesine herhangi bir sebeple izin verilmeyen gezi ya da turlar yapılmaz. Bu gezi ya da turların yapılamamasından ACENTE sorumlu tutulamaz.
 
 Kişilerin tura katılımlarındaki sağlık sorunları, hamilelik durumu, sürekli kullanımda bulundukları ilaçlar ve bu ilaçlar ile ilgili ilgili raporları yanlarında bulundurmaları gerekmektedir. Yol üzerinde yapılacak ekstra turlarda, tura katılmayacak olan misafirlerimiz tur lideri tarafından kente girmeden önce yol üzerinde yer alan toplu ulaşım araçlarından yaralanabilecekleri dinlenme alanlarına yönlendirilecektir.
 
 Tur – Alan – Tur Lideri – Otel bilgilendirmeleri tur hareketinden 48 saat önce satış danışmanınız tarafından mail ve sözlü olarak yapılacaktır.
 
 Pasaport resmi bir belge niteliğinde olup herhangi bir şekilde zedelenmiş, kirlenmiş, özellikle dikişte veya sayfalarında yırtık olması gibi sebeplerden dolayı pasaport polisi sizi ülkeye sokmama yetkisine sahiptir. Böyle bir durumda sorumluluk yolcuya aittir.
 
 Vize başvurusu için tur bitim tarihinden itibaren en az 6 ay geçerli pasaport ve konsolosluk tarafından istenilen evraklar gerekmektedir. Bu program için TC vatandaşlarına vize uygulanmamaktadır. Ayrıca yeni çipli TC kimliği ile giriş yapabilirsiniz. Pasaport polisi yolcuyu ülkeye sokmama yetkisine sahiptir. Böyle bir durumda sorumluluk yolcuya aittir. 
 

SAĞLIK VE SALGINA KARŞI ÖNLEYİCİ TEDBİRLER (TIKLAYIN)

Düzenli ilaç kullananların, ihtiyaçtan daha fazla ilacı yanlarında getirmeleri önerilmektedir. Çünkü ülkede her türlü ilaç bulunamıyor. Bunun yanı sıra ciddi bir sağlık sorununuz varsa (kalp, tansiyon, şeker vs.) doktorunuz tarafından imzalı bir belgeyi yanınızda bulundurmanız yararlı olacaktır. Ayrıca çeşme suyu içmemeniz, ilk defa sizin açacağınız kapalı şişe su içmenizi öneririz.

SALGIN

Tur kapsamında giriş yapılacak ilgili ülkelerin giriş koşulları salğın şartlarına bağlı olarak değişmektedir. Güncel prosedür tur öncesi tarafınıza iletilecek olup, doğacak olası sorunlardan acentemiz sorumlu değildir.

İlgili ülkelerin Covid-19 aşı ve pcr test gereksinimleri hakkında detaylı bilgiye aşağıdaki linklerden seyahat edeceğiniz ülkeleri seçerek kontrol edebilirsiniz. Ülkeler, giriş koşullarını önceden haber vermeksizin değiştirebilmektedir.

Tura kayıt olmadan önce ve seyahatinizden hemen önce bu bilgileri kontrol etmeniz gerekmektedir. Tura katılabilmek için ilgili ülkelerin şartlarını kabul etmeniz gerekmekte olup acentamızın bu konuda bir sorumluluğu bulunmamaktadır. 

https://www.iatatravelcentre.com/world.php

https://www.turkishairlines.com/tr-tr/duyurular/coronavirus-salgini/seyahat-kisitlamalari/  

 

VİZE DURUMU ( TIKLAYIN)

Yeşil Pasaport Sahipleri İçin Vize Uygulaması Yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları yeni çipli kimlikle Gürcistan’a ve Azerbaycan’a vizesiz ve pasaportsuz, doğrudan seyahat edebilmektedir. Yeni çipli kimlik kartlarının seyahat belgesi olarak kullanılabilmesi için bebek ve çocuk yolcular dahil olmak üzere, kimlik üzerinde fotoğraf zorunluluğu bulunmaktadır. 

ERMENİSTAN VİZESİ

Normal (Umuma Mahsus) bir pasaport sahibi iseniz, kolayca Ermenistan vizesi alabilirsiniz, tek gereken şey pasaportunuzun 3 ay geçerlilik süresi olması.  Vizenizi, Ermenistan’a karayolu ya da havayolu ile geldiğinizde giriş noktalarından alabilirsiniz. 3000 Ermeni Dramı ücret ödettikten sonra vizenizi almış olacaksınız. Alacağınız vize 21 günlük olacaktır.

Hususi (Yeşil), Hizmet (Gri) ve Diplomatik pasaport sahibi iseniz, izleyeceğiniz yol farklı olacak. Ermenistan Cumhuriyeti bu pasaportları “görev” pasaportu olarak görüp, Ermenistan’a turistik amaçla gelmediğinizi varsayıyor ve dolayısı ile sizden resmi geliş amacınızı belirten bir belge ya da davetiye talep ediyor.

Bu durumda Ermenistan’daki resmi bir kurumdan alacağınız davetiye mektubunuz ile Ermenistan Dışişleri Bakanlığı ile direkt temasa geçip vize alabilirsiniz. Bakanlığın hazırladığı özel izin yazısını vize alırken göstererek ülkeye giriş yapabilir, ilk üç gün içerisinde, Bakanlığın vize masasına başvurup vizenizi alabilirsiniz.

Ermenistan vizesi için herhangi bir yolculuk-sağlık sigortası yaptırmanız gerekmiyor, Ermenistan’ın böyle bir şartı yoktur.

Yeni kimlik kartı ve pasaport haricinde ehliyet vb. Kartlar ayrıca yeni kimlik başvuru esnasında verilen geçici kimliklerle geçiş sağlanamamaktadır. Üçüncü ülkelerden Türkiye veya Gürcistan’a gelişlerde pasaport kullanımı zorunludur. Türkiye dışında başka bir ülke (Örneğin komşu ülkelerden Azerbaycan ve Rusya) üzerinden Gürcistan’a giriş yapacak Türkiye Vatandaşları sadece Pasaportla vizesiz giriş yapabilir. Yeni evli olup, soyadı değişim başvurusunda bulunan ve yeni kimliği henüz eline geçmemiş olanlar için geçiş gümrük memuru inisiyatifindedir. 7 yaşını doldurmamış olan çocuklar yurt dışı çıkış harcından muaftırlar.

ALİ & NİNO AŞKI ( TIKLAYIN)

 

Gürcistan’ın Batum şehrinde bulunan “Kadın ve Erkek” isimli heykel, Azeri yazar Kurban Said’in 1937’de kaleme aldığı ünlü romanı ‘’Ali and Nino: A Love Story’’ isimli romanının baş karakterleri Ali ve Nino’nun trajik aşk hikâyelerinden esinlenerek, 2007 yılında Gürcistanlı Tamara Kvesitadze tarafından yapılmıştır.

2010’da açılışı yapılan bu heykelin kusursuz görüntüleri Ali ve Nino arasındaki efsanevi aşkı anlatmaktadır.  Azeri bir genç olan Ali ve Gürcü prenses Nino’yu temsil eden, bir kadın ve bir erkek figüründen oluşan 8 metre yüksekliğindeki 7 tonluk çelik heykel, özel aydınlatmasıyla her akşam saat 19.00’da hareket etmeye başlıyor ve iki figür yavaşça birbirlerine yaklaşıyor. Ali ve Nino bir daire çizerek sürekli dönüyor. 10 dakikada bir birleşip birbirlerine kavuşuyor.  Ancak kavuşma kısa sürüyor, iki heykel tekrar ayrılmadan önce birbirlerini kucaklıyor. Ali’nin Sovyet işgali sırasında hayatını kaybetmesi ve iki aşığın ayrı düşmesini temsilen, kadın ve adam figürleri birbirlerinin içinden geçerek tekrar ayrılıyor ve birbirlerini arkalarında bırakıyor.

1918-1920 yıllarında Bakü’de Bolşevik Devrimi’nin arifesinde Müslüman bir Azeri genci olan Ali Han Şirvanşir ile Hristiyan Gürcü kızı Nino Kipiani arasında yaşanan imkânsız aşklarını yaşatabilmek için Doğu ile Batı arasındaki sınırı kaldırmak zorundadır.

Ali Han Şirvanşir ve Nino Kipiani, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yaşayan birbirine sevdalı iki genç. İkisi de maddi durumu iyi aileden geliyor. Ali, geleneksel aile kurallarına göre yaşayan Müslüman bir Azeri Türkü.  Ailesi ne kadar Bakü’nün önde gelen modern ailelerinden biri olsa da örf ve adetlere uymaya önem veren bir aile. Nino ise batıya dönük yaşayan Hristiyan bir Gürcü. Ailesi lüks bir yaşamı tercih eden ve bunun getirdiği rahatlıktan vazgeçmeyen bir aile. Her iki aile de yersiz ve uygunsuz gördükleri bu aşkı engellemeye çalışır. Ali atalarının gelenekleri ve Nino arasında sıkışırken, Nino da aile baskıları ve Ali arasında sıkışmıştır. Bunların yanında Azerbaycan ve dünyadaki kaotik durum işleri oldukça zorlaştırır. Dünyayı savaşa sürükleyen kirli siyasi oyunların tuzağına düşerler ve savaşa sürüklenirler. Aşklarının baharında kendilerini Bolşevik devriminin gölgesinde, Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesi içinde bulurlar. Bütün bu olumsuz şartlara göğüs gerip evlenirler. Ama evlendiklerinde de sıkıntılar peşlerini bırakmaz. Hayatları sürekli ayrılık ve kavuşmalar ile geçer. Bu zor zamanlarda Ali ve Nino sürekli ayrılır ve kavuşur. Bu durum Ali’nin ülkesi için silâhaltına girip cepheye gitmesi ile son bulur. Bu sefer Ali değil, ölüm haberi gelir.

BATUM & ACARA ÖZERK CUMHURİYETİ (TIKLAYIN)

 

GENEL BİLGİLER

Acara Özerk Cumhuriyeti, Gürcistan’ın güney – batısında, Karadeniz sınırında yer almaktadır.

Yönetsel merkez şehri: Batumi
Acara Yüzölçümü 3 bin km2 (Gürcistan toprağının % 4,2 oluşturmaktadır)
Acara Nüfusu: 376 bin kişi. (%93 Gürcüler)
Güneyinde Türkiye sınır kapısı oluşturmaktadır
Deniz Kıyısı Uzunluğu: 57 km
İdari İlçeleri: 1 Yönetsel merkez şehri- Batumi, ve 5 ilçe (Kobuleti, Khelvaçauri, Keda, Şuakhevi ve Khulo) ihtiva etmektedir.

DOĞA
Acara- Karadeniz’in güney-doğusunda, Küçük Kafkas dağları zincirinin ortasında yer almaktadır. Sınır komşusu olan bölgeler ve ülke: kuzeyinde – Guria, doğusunda- Samtskhe -Cavakheti bölgeleri, güneyinde ise Türkiye Cumhuriyeti bulunmaktadır. Acara’nın büyük kısmı dağlıdır. En yüksek dağları deniz seviyesinden 3.000 m kadar yüksektir. Acara toprağının %60 ormanla kaplıdır. Etrafını Meskheti sıra dağları çevirmektedir. Acara’nın Doğası, Kolkheti’nin Flora ve Faunanın canlı yaşayan müzesi olarak sayılmaktadır. Burada göçen, uğrayan ve yerinde yaşayan yaban hayvanları: ayı, kurt, çakal, vaşak, karaca, v.b. bulunmaktadır.  Acarana’nın 3 tane koruma altına alınan bölge vardır. Onlar toprağın %15 Eko-sistem, turba ve bataklık yerlerinin koruması için oluşturmaktadır. Denizin ve dağın birbiriyle yakınlığına gelen misafirleri hayran kalmaktadır.

NÜFUS VE GELENEKLERİ
Etnik bakımından Acaralılar kendi Acaruli şivesiyle bir etnik gurup oluşturan Gürcü insanları sayılmaktadır. %93.4 Gürcüler, gerisiyse %2,4 Ruslar, %2,3 Ermeniler, %0,6 Yunanlılar, %0,4 Abhazyalılar, %0,2 Ukraynalılar, diğer etnik gurubu ise %0,2 oluşturur.
Batum değişik milletlere ev sahipliğini yapan şehirdir. Çeşitli milletler aralarındaki ilişkileri çok büyük sevgiye ve anlayışa dayalıdır. Ortodoks ve Müslüman nüfusu yanı sıra başka dinlere tabi olan nüfus da çoktur. Burada Ortodoks Kilisesi, Katolik ve Grigoryan kiliseleri, Cami, Sinagog v.s. tapınaklar yan yana bulunmaktadır. Acara’da çok değişik milletler diyasporası faaliyet göstermektedir.

Acara Folkloru Gürcü Folklorunun çok önemli bir parçasıdır. O, çok eski Gürcü halk şarkılarını içermektedir, bunların bazıları: “O hoi nana”, “Acaruli” v.b. Gürcü polifonik şarkıları dünyada seyrektir ve analojisi bulunmamaktadır. Ayrıca, eski gelenekleri, estetiği, yoğrulabilmesi, güzelliği, canlılığı, ılımlılığı- hep bu özelliklerine önem vermektedir. Acara Dansları kendi menşeyi ile Gürcü Koreografinin çok önemli bir parçasıdır. Bunlara, “Horumi” ve “Acaruli Gandagana” denilmekte ve dünyada meşhurdur.

Yukarıdaki bahsedilmiş eski folklor şarkılar ve dansları “Şuamtoba” (Acara’nın dağlık bölgesinde, Ağustos ayının ilk haftasında), “Kolhoba” (Sarpta, Ağustos ayında), “Tbeloba” (Ortaçağa ait bir filozof ve astrolog- Abuserisdze Tbel’e karşı saygı olarak, Khikhadziri köyünde, Eylül ayında) ve benzeri törenlerde söylenmektedir.
Yukarıdaki bilgiler Acara’da gelişmiş etnolojisi ve kültürü göstermektedir.

ACARA TARİHİ
Acara bölgesinde ilk olarak Paleolitik zamanında insanlar yerleşmişler. Gürcistan’da ilk olarak kurulmuş İberia ve Kolkha devletçiklerinin parçasıydı. Bölgede bronz ile eski demir devri eserleri çok sayıda bulunmaktadır. Kolkheti Krallığıyla kültür ve ticari ilişkileri sıkı olan antik dünyası Acara’yı iyi tanımaktaydı. Antik mitolojide, Prometheus, Argonautların seferi, Homeros Odyssey’nın efsaneleri Acara bölgesini zikretmektedir. Trans Kafkas yolu kara, nehir veya deniz yolları hep Acara bölgesinin içinden geçer. M.Ö. 5. yy. Yunanlılar tarafından sömürgeleştirilen bölge M.Ö. 2. yy. Roma’nın koruması altına girmiştir.

Acara’nın tarihi tüm Gürcistan tarihi gibi çetin ve zor geçmişi içerir. O, tarihi ve coğrafi birimi olarak, çok eski zamanından tanınmıştır. Bilim adamlarına göre, bu alanda Eski Taş Devrinde yerleşmiştir. Bu devre ait eserleri, tatil yeri olan Beşumi yakınlarında bulunmuştur. Çoruh Nehrinin havuzu, bronz metalurjinin önemli kaynaklarından biriydi. Dolaysıyla, Acara Bölgesinde bronz ile eski demir devri eserleri çok sayıda bulunmaktadır.

Hristiyanlığı Gürcistan’da ilk olarak Acara bölgesinden yayıldı. Bu büyük tarihi bir vaka. Hazreti İsa’nın havarileri olan I Andria, Svimon Kananeli ve Mathias’a dayanır. Hazreti İsa’nın havarisi Mathias Gonyo-Apsaros kalesinde vefat etmiş ve mezarı da orada bulunmaktadır. Orta asırlarda Acara – Egrisi’nin (Lazika) parçası olan bir bölge kendi kültürü, mimarlık, yazarlık, kitapları çoğaltma, el sanatı, ağaç ve deri işlemleri konusunda çok gelişmişti. 1614 y. Gürcistan topraklarının bir bölümünü, özellikle Acara bölgesi, Osmanlı imparatorluğu’na bırakmak zorunda kaldı. Burası M.S. 17. yy. İslam dini inancını kabul etmeye ikna edildi. Acaralı insanlar kendi ana dili Gürcüceyi, geleneklerini, adetlerini ve özelliklerini büyük bir güçlükte korumuşlar. 1878 y. Acara Rusya İmparatorluğu’nun koruması altına girdi. 1918 yılında  Gürcistan Demokratik Cumhuriyet olduğunu ilan etti ve Acara’da Özerk Cumhuriyet olarak Gürcistan Cumhuriyetine katıldı. 1921 yılında Kızıl Ordu bölgeye müdahale etti ve Sovyet rejimi kuruldu. Gürcistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerin Bağlı bir cumhuriyet oldu. Dolayısıyla, Acara bölgesi Sovyet Sosyalist Özerk Cumhuriyet olduğunu ilan etti. 1991 yılında Sovyet Birliği’nin parçalanması sonucunda Gürcistan bağımsızlığını ilan etti, Acara ise Özerk Cumhuriyet oldu ve Gürcistan’a katıldı.

BATUM

Batum Gürcistan’ın özerk cumhuriyeti Acara’nın başkenti olan Karadeniz kıyısındaki liman kentidir. Türkiye sınırına 20 kilometre uzaklıktadır. Şehir tarihi M.Ö. 4. Yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bu dönemlerde adı derin anlamına gelen “Batusi” olarak geçmektedir. Limanının derinliği nedeniyle bu isimle anılmıştır. Yapılan arkeolojik kazılar, M.Ö. 2 bin sonları ila binli yılların başlarında insanların yaşadığını ve komşu halklarla sıkı ticari ilişkilerinin olduğunu göstermektedir. M.S. 2. yüzyılda, Roma İmparatorluğu hakimiyetinde olan şehir, 5. yüzyılda Gürcistan (Kartli) Kralı Vahtang Gorgasali tarafından kendi topraklarına katılmıştır. 15. yüzyılın sonlarında eyalet olarak Osmanlı egemenliğine girmiştir. Daha sonra Ruslar bölgeyi işgal etmişlerdir. Sovyetler döneminde Gürcistan’ın en gelişmiş şehri olmuştur. Subtropikal bir bölgede yer almaktadır. Narenciye ve çay gibi tarımsal ürünler bakımından zengindir. Türkiye’yle Sarp Sınır Kapısı ile bağlıdır.

KOBULETİ
Kobuleti, Acara Bölgesinde, Karadeniz Hava bakımından, diğer turistik alanlardan kendine has bir mikro iklim özeliği ile ayrıcalığı kazanmaktadır. Kobuleti Batumdan 25 Km uzaklıktadır. Kobuleti, Karadeniz tatil yerlerden denize en yakın tatil yeridir. Rakımı 3-4 metredir. Tatil yerinde Karadeniz ılık ve nemli havası temel şifa faktörünü oluşturur. Maksimal terapi etkisinin verilmesi için birbirlerine talaso terapisi ve diğer tedavi prosedürleri birleşmiş olmalıdır.

Kobuleti Turizm tesisleri, Gürcistan’da Karadenizin en önemli merkezlerden biridir. Denizin kumu ve geniş alanı turistleri dahada çekmektedir. Sahil plajları güneş ışığı alması için en güzel bir imkanı sağlamaktadır. 12 km. deniz sahili ve plajları temiz ve düzenlidir. Plaj üzerinde kafelerde mevcut olup, müşterilere müthiş hizmetlerini sunmaktadır. Turizm tesislerinde su atraksiyonları da bulunmaktadır. Sahil parkı Kobuleti’nin güzel yerlerden biridir. Sahil parkta olan değişik Bungalow tip Kafeler, Diskolar ve gece kulublerinde eğlenme imkanına sahip olabilirsiniz.

TSİKHİSDZİRİ
Tsikhisdziri tatil yerler Batum Kuzeyinde olup Batum’dan 17 km uzaklıktadır. Tsikhısdzırı yamaçları denize inerek Tsikhisdziri tepesini oluşturmaktadır. Denize giren tepe denizi iki kısma ayırmaktadır. Tsıkhisdziri’nın havası da deniz ve dağ havasının karışımından dolay hayli güzeldir. Burada Batum ve Makhınjauri’ya nispeten, yazın hava serindir, kışın ise ılıktır.

Tsikhisdziri tatil alanı eskiden beri yerleşim alanı olmuştur. O batı Gürcistan’ın, özellikle EGRİS saltanatın tarihi kale ve yerleşim alanıymış. Alan askeri ve ekonomik durumuna elverişli olduğu için VI yüzyılda Bizans İmparatoru Justinian, burada yerleşim alanı ve şehir kurmuş. Şehre Petra ismini vermiş. Şehir alanında deniz kenarında dar bir yol geçiyormuş. Bu yol bati Gürcistani Bazanslara, İrana ve Ermenistan’a bağlıyormuş. Tsikhisdziri’nın yeşil yamaçlarına ve bahçelerine şuanda tatil yerleri, sanatoryumları,, tatil köyleri, restoranları, Kafe-Barları ve Bungalow’ ları yerleştirilmiştir. Tsikhisdziri’de Deniz sahili ve plajı düzenlidir ve eğlenmek içinde deniz araçlarını bulunmaktadır. Burada geçirdiğiniz zamanı hayatın en tatlı anılarınızı olacaktır.

ÇAKVİ (CHAKVİ)
Çakvi Batum’dan 13 km uzaklıktadır. Çakvi turizm merkezin yanı sıra Gürcü çayın anavatanıdır. Çin ziraatçi Lao Jon Jiao 19. yy. Gürcistan’da çay ilk önce Çakvi’de Yetiştirmiş. Çakvi’nin deniz kenarının yeşil alanında faaliyeti gösteren çağşdaş bir standartlarla inşa edilmiş ve donanmış hoteller, villalar, gelen misafirlere, Karadeniz sahilinde en güzel ve unutulmaz bir tatilin geçirmesine şans vermektedir.

MTSVANE KONTSKHİ (Yeşil Burun)
Mtsvane Kontskhi Gürcistan’ın en güzel Turizm ve tatil yeridir. Batum’dan 9 km uzaklıktadır. Rakımı 70-92 m’dir. Bu yere “MtsvaneKontskhi” (YeşilBurun) daimi yeşillikten dolay Rusya’dan gelen Rus Turistler tarafından verilmiştir. Bu alanın üzerinde gereken düzenlenmeler XIX yüzyılın son yıllardan itibaren başladı. 1903 tarihinde Batum Doktorlar Birliği tarafından Mtsvane KontskhıdeTüm yıl faaliyet de bulunan Demiryolu yayları döşeyen işçileri için Hava İstasyonu yapıldı.

Mtsvane Kontskhi yamaçlarında dünyada meşhur bir Botanik Parkı da yer almaktadır. Botanik Parkı son yıllarda yoğun ziyaretçi  almaktadır. Mtsvane Kontskhi’de  lokantalar, kafe-barlar, oteller faaliyeti göstermektedirler. Mtsvane Kontskhi, deniz ve güneşlenmenin yanı sıra dalmaya elverişli bir tatil yeridir.

MAKHİNCAURİ (Makhinjauri)
Makhincauri bir kıyı iklimi olan balneoterapik sağlık merkezidir. Batum’un kuzeyinde 5 km uzaklıktadır. Makhınjauri’de 1904 yılından itibaren Kükürt hamamları çalıştırmaktadır. Kükürt hamamları eklem, periferik sinir sistemi ve jinekolojik hastalıklara çok iyi gelmektedir. Makhincaurı tatil bölgesinde deniz kıyısına paralel yeşil alanda oteller ve tatil yerleri yapılmış. Bölgede zamanında meşhur Sibiryalı Kuyumcunun Sibiryakov’un villasi da dikkat çekicidir.

GONİA, KVARİATI, SARPİ
Gonio, Kvarıatı, Sarpi tatil ve Turistik yerleri Batum şehrinin güneyinde Türkiye Gürcistan sınır bölgesinde yer almaktadır. Batum’dan yaklaşık 13-18 km uzaklıktadır. Bölge deniz ve dağ havasını birleşmeyle ayrıcalığı kazanmaktadır.
Sarpı, Gonio, Kvariati Turistik yerleri Gürcistan’dan ve yurtdışından gelen gençlerin en çok tercih edilen yeridir. Diğer Turistik yerlerde olduğu gibi burada da denizde yüzen, deniz arabalarıyla eğlenen, güneş altına yatan ve dinleyenlerden gelen gülüş ve eğlence seslerini duyulmaktadır. Akşam vakti gelince de herkes restoratlara, kafelere, Bungalow’lara eğlenmeye başlarlar. Bu eğlence sabaha kadar devam eder.
Acara bölgesindeki Karadeniz sahili kalp hastalıklara, merkezi sinir sistemine, Jinekoloji hastalıkların tedavisine çok iyi gelmektedir.

DAĞ VE YAYLA TURİZM TATİL YERLERİ
Eski zamandan beri, Acara’da yaşayan insanlar, bölgede olan çeşitli kaynaklardan yararlanıyorlardı. Acara’nın havası insan oğluna iyi geldiğini herkesçe kabul edilmiş bir olaydır. Yerel İnsanların hemen hemen hepsi ailelerle birlikte yaz mevsiminde yaylalara çıkarlar ve özellikle ahşaptan yapılan evlerde dinlerler. Bu tür tatil yaylaları: Çiruhi yaylası, Cinali yaylası, Beşumi Yaylası, Gomi yaylası, Sasadılo yaylası, Sariçay yaylası, Koslitavi yaylası, Bakhmaro tatil yerleri . Şuanda Acara bölgesinde en seçkin ve meşhur yaylası alp bölgede bulunan “BEŞUMİ” yaylasıdır. Beşumi yaylası,  Rakımı 1850 – 1900 m yüksekliktedir. Beşuma giden yolcu Beşuma ulaşmadan evvel de baya eğlenceli ve anılarla dolu yolculuğu yapacağından emin olabilir. Beşuma giden Turist Acara Suyun müthiş yeşil ve rengarenk bitkilerle ve ağaçlarla süslenmiş “Acarasuyu” vadisi görmüş olacaktır. Vadide şelaleler ve Acara Suyuna birleşen temiz dağ ve ak dereler çekici, büyüleyici ve müthiş manzarayı ortaya koymaktadır.

Beşumi yaylası temiz ve ferah hava iklim ile müthiş manzarayı önümüze sergilemektedir. Çevresindeki çam, gürgen ve diğer ağaç türleri bu yeri dahada çekici hale getirmektedir. Beşumi yaylası kronik solunum hastalıkları ve bronş astımı hastalığı olan insanlar için en iyi dinlenme yeridir. Beşum Yaylasında tatil zamanı Haziran ayının ortalarından başlar ve Eylül ayına kadar devam eder. Beşumi yaylasında tatil ve dinleme yapanlara en güzel eğlence ve dinlemek için en iyi olanakları sunan bir Dinleme tesisi “Beşumı” , Bungalow evleri ve tatil evleri hizmet sunmaktadır.

MTİRALA MİLLİ PARK (Ağlamaklı)
Mtirala Milli Park 2006 yılında Acara Özerk Cumhuriyeti ile Gürcistan Çevre Koruma ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Korunmuş Alanlar Acenteliğinin insiyatifi ile Duna Doğa Koruma Fonu (WWF) ve Norveç hükümetinin desteğiyle kurulmuştur. Yeni kurulan Mtirala Milli Parkı Ön Asya, yanı Acara-İmereti tepesinin en batı kısmında, Kobuleti-Çakvi doruğunda bulunmaktadır. Coğrafi bakımından parkın enlemi 41.50 N-dır. Parkın yer alanı 16000 ha. Üzerin de kurulmuş olup son derece iyi korunmuş orman ve çalılığın eko-sistemleri içerisindedir. Bahçenin iç kısmı, eşsiz ağaçlı bitkileri ile temsil edilen, Kolheti ormanlarıyla kaplı neredeyse el değmemiş alanı kapsar. Bu alana, Avrupa daki korunacak bölgeler arasında öncelik verilmektedir. Parkın en yüksek hifsometrik kotlar 1700 metreye yakındır ve Parkın doğusundaki sınırı boyunca uzanan Morvil tepesi seviyesindedir. Morvil tepesinin deniz seviyesinden yüksekliği 1773 metredir. Parkin en yüksek nokta ise 1761 metredir. Büyük Mtirala ve Terati gibi tepeler 1300 metreden yüksektir. Parçalanmış dağlık rölyef şekilleri arasında göze çarpan dar derin vadiler ve kanyonlar dikkate çekmektedir. Park alanında esas su kaynaklar nehirlerdir: Bunlar Karadenize dökülen Çakvistskali ve Korolistskali nehirleridir.

Mtirala Milli Park, bünyesinde dağ ve eko-turizm ile deniz turizmin bir araya geldiği, tamamlanmış modelin faaliyette olduğu tek korunmuş alanıdır. Bu, turizmin önemli ölçüde artması ve yeni yatırımcıların çekmesinde etkin röl oynayacaktır.

ACARA’NIN TAŞ – KEMER KÖPRÜLERİ
Acara’da bugüne kadar korunmuş maddi kültür abideleri arasında taş-kemer köprülerin özel yeri vardır. Onların önemi, değişik fortifikasyon yapıları, tapınak ve kaleler derecesine kadar büyüktür. Taş köprülerin büyük bir kısmı bugün için Acaristskali, Maçahela ve Kintrişi nehirleri üzerindedir. Acara’da böyle on tane köprü vardır: Furtio, Tskhemları, Makhuntseti, Dandalo  taş köprüler. Bu köprüleri inşaa edenlerin kimlikleri ve yapım tarihleri hakkında farklı bilgiler mevcuttur. Bu köprülerin Venedikliler ve Genualilar tarafından inşa edildiğine dair tahminler vardır, diğer bilgi ise köprülerin Kraliçe Tamara’nın kraliçeliğinden önce inşa edildiği kanaat etmektedir. Halk arasında yaygın efsaneye göre, Mahuntseti, Dandaslo ve Furtio köprüleri Gürcistan’da adına birçok köprünün bağdaştığı Kraliçe Tamara tarafından eş zamanlı inşa edilmiştir. Taşköprüler dayanıklığı, inşa edenlerin hesaplamaları ve yaptıkları işlerin kesinliği ve onların asırlardan beri fırtınalı nehirleri üzerinde yılmadan duran azametliği ile görenleri hayrete düşürmektedir.

GEZİLECEK YERLERİ

Kültür ve Dini Turizm:
Kültür Turizm bakımından en önemli yeri, dini Turizm turlarına verilmektedir. Acara bölgesi dini anıtlarla diğer Gürcistan bölgeler gibi çok zengin bir bölgesidir. Acarada kalan dini mabad yerlerin anıtları, bir kez daha bölgede Hristianliğin en eski bir geçmişin olduğunu ve bu dinin bu topraklara hakim olduğunu önümüze sermektedir.
Kakuti Archangel Kilisesi ve Azız Giorginin Kiliseleri (Tetrosan), Tskhrapona Yükselme Kilisesi ve Jikhanjuri Tapınağı, Khino Manastir Kompleks, Skhalta Kilisesi, Vernebi, Tikanauri, Tkhılvana, Satsıkuri, Vanadzeebi, Tskhmorisi, Kvakhidi dağın kiliseleri ve benzerleri bunlardan bazılarıdır. Bölgede değişik dine ve ırka mensup olan insanlar  yaşamaktadırlar. Herkesin kendi dinlerine has bir mabedhaneleri mevcuttur. Bölgeye gelen Turistler her birinin ziyaret etme şansına sahiptirler.

GEZMEDEN DÖNME

Sahil parkı: Bu yerin güzelliği, bizzat Batumluların deyimiyle bulvar denilen sahil parkıdır. O güney-batı tarafında denizin boyunda Batum’a yeşil hat olarak uzamaktadır. Bugün bulvarın olduğu yerde XX yüzyılın başında çöplük vardı. Zaman geçti ve deneyimli el çöplük üzerinde ender güzellikte olan bahçe yaptı. Sahil Parkı’nın ilk projesi meşhur Alman bahçıvan Resler tarafından yapılmıştı. Projenin gerçekleştirmesine kendisi yetişemedi fakat, onun başladığı işe, yine meşhur bahçıvan, Fransiz D’alfons tarafından devam edilmiştir. Bahçenin düzenlemesinde dünyaca tanınmış, Londra botanik bahçesinin dekorasyonunda çalışmış olan Gürcü bahçıvan-dekoratör İason Gordeziani büyük katkıda bulunmuştur. Batum bulvarı neredeyse yüz seneden beri, kendi dev ağaçların yaprakları ve kozaları fısıldatmaktadır, tüm asırdan beri onun düz, geniş yamaçlarında yaşlılar dolaşıyorlar, çocuklar koşuyorlar, kafelerinde gençler eğleniyorlar. Sahil Parkında senenin her mevsiminde, etrafın güzelliği ve mevsimden bağımsız, tatlı havasından zevk alan yabancı Turistlere karşılaşabilirsiniz.
Sahil Parka yaklaştığınız zaman, yüz yıllık çam ağaçlarının hoş kokusuna karışmış, denizin tuzlu nefes alışlarını hissedeceksiniz. Parka giren yolcunun önünde eşsiz manzara açılmaktadır. Birbirini takip eden şadırvan kendi akıntılarını neşe ile fışkırtmaktadır. Genelde günün ikinci yarısında tazyikli suyu içinde güneşin ışınları kırılır ve şadırvanın kafasında gök kuşağı kurulur. 2005 Yılından beri, sahil parkının yeni bölümünde Fransız rakseden şadırvan faaliyet göstermektedir. O, bugün Avrupadaki en güzel şadırvanlardan biridir. Çeşitli müzik eşliğinde, gecenin havaya fırlatılan suyun renkli akıntı seyirciler üzerinde eşi görülmemiş etki yapmaktadır. Bulvarda , kafeler ve güzel kesilmiş, kare şeklindeki defne çalıları ile bölünmüş, beş tane birbirine paralel hat bulunmaktadır. 1934 Yılında, bulvarda, sahil parkının stilistik kapısı ve onun muteberlerden biri olan Yunan Kolonada kurulmuştur.

Bulvarda eğlenmek için her imkan sağlanmıştır. Burada birçok atraksiyon, spor sahaları, lokantalar, yazlık kafeler, bungalowlar, disko-kulübeler ve diğer eğlence merkezleri faaliyet göstermektedir. Bulvarın merkez kısmında tenis kort bulunmaktadır. Burada her sene bayanlar açık tenis turnuvası “Batumi Lady’s Open” düzenlenmektedir.
Birinci hatında ayrı bir sessizlik mevcuttur. Burada kendileri için özel olarak yapılan pavilionda satranç ve tavla sevenleri toplaniyorlar.

Bulvardaki mikro iklimi, insan üzerinde özellikle sakinleştirici ve sıhhat verici etkileri yaratmaktadır. Burada gezinen insan kendini, sanki nefes almıyor ve egzotik bitkilerin aromaları ve iyot kokulu deniz havası ile karıştırılan kokteyl içiyormuş gibi hissetmektedir.

Botanik Bahçesi
Batum Botanik Bahçesi Batum’un güneyinde, 9 km uzaklıkta bulunmaktadır. O, eski Sovyetler Birliğindeki en meşhur ve güzel parkıdır. Bahçenin bulunduğu yere Mtsvane Kontshı adı verilir. Bu bahçe Botanik ve Fiziki coğrafyanın kabul edilen klasikcisi Andrey Krasnov’un adıyla bağdaşmıştır. Yormak bilmeyen seyyah Krasnov dünyanın büyük bir kısmını gezmiştir. Dünya bitkileri, iklimi ve toprakları inceledikten sonra, Karadeniz kıyıların en güzel botanik bahçesi yapmak için en ideal yer olduğuna karar vermiştir. Bu ideanın gerçekleştirmesi romantik bilim adamı için en büyük hayal olmuştu. Gerçekten de Batum Botanik Bahçesine girenler sanki gerçeklerinden kopup hayal alemine geçtiği hislere kapılırlar. Batum Botanik Bahçesinin, tamamen farklı iklim ve landşaft bölgelerinden alınan bitki türlerinin birlikte yaşadığı bakımından dünyada eşi benzeri bulunmamaktadır. Ne hikmetse, bu büyüleyici bahçede Kanarya Hurma Ağacı gibi Japon Sakura da aynı şekilde iyi yetişmektedir. Burada şaşıracak derecede güzelliğindeki bitkilerin binlerce çeşidi temsil edilmiştir. Burada yetişen 1200 çeşit gül ziyaretçileri  hayretler içerisinde bırakmaktadır.

Bahçenin floristik zenginlik dokuz bölümle temsil edilmiştir. Bunlar Doğu Asya, Güney Amerika, Yeni Zellanda, Kuzey Amerika, Himalaya, Meksika, Avustralya, Hazar Denizi ve Kafkasya’nın nemli subtropikal bölümleridir. Bahçenin merkez yolu üzerinde alt, yukarı ve sahil parkları bulunmaktadır. Bahçenin koleksiyonu ağaç türündeki bitkilerin 2037 taksonomik biriminden oluşmaktadır. Bunlardan 104 tanesi Kafkas asıllıdır, geri kalanı ise yabancı ülke floralarının temsilcileridir.

Botanik bahçesinden denize bakan manzaranın ziyaretçileri son derece etkilemektedir. Fakat, Botanik bahçesinin denizden görünen manzarası yelkende oturan ziyaretçide de oluşan etki az değil. Senenin her mevsiminde botanik sanatının bu şaheserinde bir şey mutlaka çiçeklenir. O, egzotik bitkileri renkli çiçeklerinin sıra ile açılması ve tüm bölgenin tutku ile sardıkları ilkbaharın sonu, yaz ve sonbaharın başında daha çok büyüleyicidir.

Mabet ve Kaleler
Meryem Ana Katedral Kilisesi 19-ncü Asırda Gürcistan’da meşhur Katolik büyük iş adamı kardeşler Zubalaşvili’ler tarafından inşa edilmiştir. Sovyet rejimi zamanında burada ibadet yapılamıyordu. 1989 Yılında Batumluların gayreti ile bu kilise temizlendi ve tamirat yapıldı. Havaya uzanan Meryem Ana gotik kilise Batum mimarisine acayip şekilde birleşiyor. Kilise özel taşlarla inşa edilmiştir. Havanın değişmesiyle rengini değişen kilise dolaysıyla daha çok gizemlilik kazanmaktadır.

Batum şehrinin en güzel kiliselerden bir tanesi, şehrin merkezi, bulvara yakın olan kutsal Barbare kilisesidir. 1918-1920 Yıllarında Biritanya’lı askerler tarafından burada hastane inşa edilmiştir. Sovyet Birliği zamanında ise o askeri hastane olarak kuruldu. 20-nci asrın sonunda ise bu bina yıkıp yerinde kilise inşa edilmiştir.

Katedral kilisesinden birkaç kesiminde 19 yy başında inşa edilen kutsal Nikoloz kilisesi vardır. Burada Gürcistan’ın Sovyetler Birliği’nin bir parçası olduğu zaman da ibadet yapılıyordu. Yasak olmasına rağmen insanlar bu kiliseye gizlice gidip nikah kıyıyorlar, vaftiz oluyorlar ve tanrıya tapıyorlardı. Kutsal Nikoloz kilisesinde ibadet Gürcüce ve Rusça yapılmaktadır.

Şehrin girişinde, geçen yüzyılın sonunda inşa edilen Katolik kilisesi vardır. O kendi hafiflik ve sadeliği ile görenleri hayrete bırakmaktadır. Bunun sebebi, belki de kilisenin siluetinin elleri açmış Mesih’e benzediğindendir. Şehrin merkez caddelerinden biri olan Gamsahurdia caddesinde Ermeni Grigoryan kilisesi mevcuttur. Bu kilise şehrin Ermeni asıllı vatandaşlarına hizmet etmektedir. Surb-Prokirtsi kilisesi 1890 yılında Avusturyalı mimar Marfeld’in projesi ve büyük işadamı Mantaşev’in bağışlarıyla inşa edilmiştir. Ayni proje ile yapılan kilise Paris’in sokaklarının birini de süslemektedir. Sovyetler Birliği zamanında bu binada Planetaryum faaliyet göstermekteydi.

Şehirde ayrıca sinagog faaliyet göstermektedir. O, Haag ve Amsterdam Sinagogların aynısıydı. Sovyetler Birliği zamanında sinagog binası farklı amaçlarla kullanılmıştır. 1993 yılında ise o yine Yahudi cemiyetine iade edildi.

Gonio Kalesi
Batumdan 12 km uzaklıkta kuzeyde, Çoruh nehrinin sol kıyısında Gonyo – Apsaros kalesi bulunmaktadır. O tarihi-kültürel eskiliği sevenler için gerçek bir cennettir.
Gonyo-Apsaros kalesinin çok büyük strateji önemi vardı: kuzey-batı Gürcistan’ın iç bölgeleri Karadeniz kıyılarına bağlayan Çoruh ve Acaristskali vadileri koruyordu. İşte böyle bir yerde bulunduğu için Gonio kalesi önce Roma İmparatorluğu ve daha sonra da Bizansın doğu Karadeniz bölgesinde bir dayanak hisar olmuştur.
Bu Kolheti bronz kültürü ve ilk Gürcü devlet birliklerin yeşerdiği bir bölgedir. Roma-Bizans yazılı kaynaklarına göre, yaklaşık aynı zamanda Apsaros bir yerleşim birimi olarak kurulmuştur. Onun tarihi Argonotlar efsanesi ile birleşmektedir. Rivayete göre, Kral Artag kaçan Yason tarafından öldürülen ve bedeni parçalayıp denize dağıtılan oğlunu burada defnetmiştir.
Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Matthias’ın da burada defnedildiği bilinmektedir.

Skhalta Manastırı
Dağlık Acara görünmeye değer yerleriyle zengindir. Özellikle güzeldir kiliseler ve kaleler–Skhalta, Khikhani, Khino. Khulo’da bulunan Shalta Kilisesi 13 asrın abidesidir. Bu son derece güzel kilisenin iç kısmında ilk resmedilen fragmanlar bulunmaktadır. İbadet edenlere ibadet sırasında Shalta nehrinin sesleri devamlı olarak eşlik etmektedir. Acara’da en eski köprülerinden biri olan güzel ve nadir köprü işte bu nehrin üzerindedir. Bir bakışla o eski ve güvenilmezdir fakat, onun yüzyılların bu dilsiz şahidin yine insanların hizmetinde uzun süre kalacağını anlamak için bir ayağın basılması yeterlidir.

Mutlaka Görün

Kutsal Ruh Kilisesi

Kutsal Meryem Ana Katedrali

St. Nicholas Kilisesi

Batum Meydanı

Orta Camii

Astronomik Saat

Alfabe Kulesi

Chacha Saat Kulesi

Ali Ve Nino Heykeli

Tiyatro Meydanı

Poseidon (Neptün) Heykeli

Apsaros Kalesi

 

Mutlaka Deneyin

Harço Çorbası

Sulguni Peyniri

Haçapuri

Hinkal

Haçapuri

Lobio

Ponçiki

Gürcü Şarapları

Ne yemeli
Khinkalik (Hıngel) : Hamur arasına et veya patates konularak yapılan bir yemektir. Tereyağ veya yoğurt katılmak suretiyle yenilir. Türkiye’de Artvin ve çevresinde (özellikle Şavşat ilçesinde) yapılan mantı türüdür. Doğu Karadeniz, Erzurum, Kars, Dağistan başta olmak üzere Kafkasya’nın hemen her yerinde benzer ad ile bilinen ve yapılan bir mantı dır.

Khacapuri (Haçapuri) : Peynirli Pide
Mtsvadi : Şiş kebap

GÜRCİSTAN HAKKINDA ( TIKLAYIN)

Dil: Gürcüce

Para Birimi: Lari

Saat Farkı: +1

Elektrik Voltajı: 220 V

Genel: Gürcistan Karadeniz’in doğu kıyısında, Güney Kafkasya’da yer alan ülke. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden biri olan Gürcistan’ın kuzeyinde Rusya, doğusunda Azerbaycan, güneyinde Ermenistan ve güneybatısında Türkiye yer alır. Ülkenin batısında Karadeniz bulunur. Gürcistan “Kartvelilerin Ülkesi” demektir. Kartvelebi, denen grup ise sadece Gürcüleri değil; Lazları, Megrelleri ve Svanları da kapsamaktadır. Bölge Taş Devrinden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Dmanisi’de ortaya çıkarılan ve “Homo Georgicus” olarak adlandırılan İnsansıgiller kalıntısı 1,8 milyon yıl öncesine tarihlenir. Yüzyıllar boyunca İran, Moğollar, Rusya ve Osmanlı Devleti’nin çekişmesine sahne olan Gürcistan, 1801’den itibaren Rusya tarafından ilhak edildi. 1921’de Kızıl Ordu girdi ve Gürcistan Sovyet cumhuriyetlerinden biri oldu. 1991 yılında yeniden bağımsızlığını kazandı. Karadeniz sahili ve Rioni havzasında ılık, nemli ve yarı tropik bir iklim hüküm sürmektedir. Doğu Gürcistan’da daha karasal bir iklim hüküm sürmektedir. Kışları soğuk, yazları ise kuru ve sıcaktır.

Başkent: Tiflis

Telefon Kodu: +995

Konsolosluk: +995 32 225 20 72

Vergi: %18 vergi bulunmaktadır. Ürün alışverişlerinde alınan imzalı/kaşeli fatura ile vergi iadesi alınmaktadır.

Bahşiş: Genelde %10 hesaba eklenmektedir. Eklenmeyen yerlerde %5-10 arası bahşiş vermek uygundur.

 

ERMENİSTAN HAKKINDA (TIKLAYIN)

Başkenti: Erivan (Yerevan)
Resmi Dili: Ermenice
Nüfusu: 2.969.800 (1 Temmuz 2018 itibari ile)
Yüzölçümü: 29.743 km²
Para Birimi: Dram
Büyük Şehirleri: Erivan (Yerevan), Gümrü (Gyumri), Vanadzor, Eçmiadzin
En Çok Ziyaret Alan Şehirleri: Erivan (Yerevan), Gümrü (Gyumri), Vanadzor, Hrazdan, Armavir, Gavar
İklimi: Karasal

Sovyetler Birliği’nin parçalanması üzerine 21 Eylül 1991 tarihinde de Ermenistan bağımsızlığını ilan etti. Türkiye, 16 Aralık 1991’de Ermenistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk devletlerden birisi olmuştur.

Ermenistan Cumhuriyeti, denize kıyısı olmayan bir Güney Kafkasya ülkesidir. Kuzeyinde Gürcistan, doğusunda Azerbaycan, güneyinde İran, batısında Türkiye ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile komşudur.

Dağlık bir ülke olan Ermenistan topraklarının % 90’ından fazlası 1000 metreyi aşan yükseltilerden oluşur ve tarıma uygun çok az toprakları bulunmaktadır. Ermenistan’ın en yüksek dağı, 4.090 metre rakımı olan Alagöz Dağı’dır. En düşük rakımı ise 400 metre yükseklikte olan Debed Nehri’nde bulunmaktadır.

Ermenistan’da çok sayıda volkanik dağ vardır. Ülkenin doğusunda bulunan 1900 metre yüksekliği, 940 km² alanı bulunan Sevan gölü, sadece Ermenistan’ın değil, Kafkasya bölgesinin de en büyük gölüdür. Ülkenin en yüksek noktası olan Aragast Dağı (4090 m) dır.

Ülkenin iklimi karasaldır. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk oluyor. Isı derecesi genellikle rakıma göre değişmektedir.

Türkiye-Ermenistan sınırının toplam uzunluğu 325 km dir.  Türkiye – Ermenistan sınırın da kapalı durumda olan iki sınır kapısı bulunuyor. Bunlar Ermenistan’ın Gümrü (Gyumri) şehri ile sınırımız olan “Alican Karayolu Sınır Kapısı” ve Ermenistan’ın başkenti Erivan (Yerevan) ile sınırımız olan“Akyaka Demiryolu Sınır Kapısı”dır. Türkiye, Ermenistan sınır kapılarını Nisan 1993’de, Ermenistan ile Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ sorunları nedeninden dolayı, Ermenistan ile olan ilişkilerini kesti ve kara sınırlarını kapattı.

Ermenistan’da gezilecek çok fazla yer vardır. Vayots Dzor’da bulunan göz kamaştırıcı kireçtaşı mağaraları, Goris yakınlarında yamaçlarda oyulmuş mağara evleri keşfedilebilir.

Tarihi yönden gezilecek yerlerin büyük bir kısmı başkent Erivan’da yer almaktadır. Erivan; müzeleri, operaları, galerileri ve kütüphaneleri ile kültürel açıdan zengin olan, ziyaret edilmesi gereken bir şehirdir. National Gallery ve State Museum of Armenian History tarihi öğelerin görülebileceği değerli yerlerdir. Erivan Kütüphanesi de 13.000 el yazması metine ev sahipliği yapması bakımından oldukça ünlüdür. Bu yer Ermenistan ziyaretinde mutlaka ziyaret edilmelidir. Bunlar dışında Gök Camii, Erivan Opera Binası, Cumhuriyet Meydanı da tarihi yapıları mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.

Ülkenin doğusunda bulunan 1900 metre yüksekliği, 940 km² alanı bulunan Sevan Gölü sadece Ermenistan’ın değil aynı zamanda Kafkasya’nın en büyük gölüdür. Yaklaşık 28 çay ve Hrazdan Nehri ile beslenir. Sevan Gölü, muhteşem bir manzaraya sahiptir. Göl göz alıcı manastırlar ile çevrilidir ve göl etrafındaki Sevanavank Manastırı en etkileyici olandır. Ermenistan gezisinde buralara mutlaka uğramanızı öneririm. Ayrıca ülkede dört milli park bulunuyor. Bu parklar içinde, Dilijan Milli Parkı en güzeli ve görülmeye değerdir. Dilijan Milli Parkı şifalı kaynak suları, kültürel anıtları, biyolojik çeşitliliği ile oldukça ünlüdür.

Ermenistan’ın en belirleyici özelliklerinden biri de sahip olduğu manastırlardır. Erivan’a 122 km uzaklıkta bulunan, Noravank Manastırı ülke genelindeki en güzel örneklerdendir. Bu manastır 13. Yüzyılda dağların tepesinde kurulmuş ve Ermenistan turlarında sıklıkla uğranılan yerlerden biridir. Yedinci yüzyıldan kalma bir kale olan Amberd Fortress, ülkede ziyaret edilebilecek en güzel yerlerdendir. Ayrıca Yukarı Azat Vadisi, UNESCO Dünya Mirasları listesindedir ve burası inanılmaz bir bölgedir. Burada yer alan en ünlü yapı da Geghard Manastırı’dır.  Azad Vadisi’nin manzarası ve vadide konumlanmış olan manastırın yapısı oldukça etkileyicidir. Ülkede yer alan Karahunj oldukça ilginç bir yerdir. Burası kırk taştan olan bir tapınaktır ve tapınak yakınlarında da bir gözlem evi bulunur. Ayrıca Ermenistan’da Dvin’de ziyaret edilebilecek yerlerden biridir. Burası ülkenin eski şehirlerindendir ve orta çağ zamanlarında ülkenin başkenti olan bölgeyi görme olanağı sunar. Ayrıca bölgede o dönemden kalan kalıntılar da görülebilir.

Türkiye’de alışık olduğunuz tüm alışkanlıkların yanında batıl inançlar konusunda da çok ortak noktalarımız bulunmaktadır.  Her yerde rastlayacağınız nazar boncuklarının yanı sıra tahtaya vuran, kulağını çeken Ermenileri görünce şaşırmayın. Kahve fallarından tutun da kurşun dökmeye kadar bildiğiniz her şeye Ermenistan’da rastlayabilirsiniz.

ERİVAN (YEREVAN)

Ermenistan 11 bölgeye ayrılır. Ağrı Dağı’nın en doğusunda ve Hrazdan Nehri’nin geçitleri üzerinde kurulan Erivan, Ermenistan’ın başkentidir. Binlerce yıllık zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Erivan, ülkenin endüstri, sanat, kültür ve siyasal alanlarında da merkezi konumdadır.

01 Temmuz 2018 itibarıyla Ermenistan’ın toplam nüfusu 2.969.800 kişi civarındadır, Ülkenin başkenti Erivan, 1.074.00 kişi nüfusu (toplam nüfusunun %36,16 sı) ile nüfus bakımından ülkenin en büyük şehridir.   Modern Erivan aynı zamanda “Pembe şehir” olarak da bilinir, bu ismi mimaride büyük rol oynayan volkanik pembe tüf taşından alır. Ülkenin en yüksek nüfuslu şehri olan başkent Erivan; Sovyet-Ermeni mimarisine ait muazzam tarihi binaları, müzeleri, operaları, heykelleri, haç karları ve kütüphaneleri ile kültürel açıdan zengin olan, ziyaret edilmesi gereken bir şehirdir.

Sayat – Nova ve Teryan Caddesi üzerindeki mağazaların sadece vitrinlerine bakmak bile büyük keyif veriyor. Cumhuriyet Meydanı’ndan dört bir yana açılan geniş bulvarlar, düzgün yollar ziyaretçilerine batı konforu yaşatıyor. Yolların kenarlarındaki konser salonları, üniversite binaları, ünlü markaların satıldığı mağazalara inat yolda çekirdek çitleyen ve kahvesini yudumlayan insanlar da bir o kadar hala doğuda olduğunuzu fısıldıyor kulağınıza.  Meydandaki havuz da özellikle yaz geceleri yapılan ses ve ışık gösterisi ise görülmeye değer.

Bu şehir adeta bir açık hava müzesi, sokakta yürürken, kafede otururken, kaldığınız yerin camından bakarken mutlaka bir heykel gözünüze çarpacaktır.

Abovyan Caddesinin başladığı noktada ünlü yazar, Modern Ermenice’nin yaratıcısı Khajatur Abovyan’ın heykeli karşılayacak sizi. Heykelin olduğu yerden Abovyan Caddesinin sonuna kadar yani Cumhuriyet Meydanına kadar güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Özellikle Erivan’da bulunan dört kilise göremeye değer. 1842 yılında yenilenen Surp Sarkis Kilisesi 15. yüzyıla ait. Yine 13. yüzyıla ait Surp Zoravor Kilisesi ise Opera yakınlarında bulunuyor. 1693 yılında inşa edilen Surp Gatoğike kilisesi, Sovyet Dönemi’nde binaların arkasında kaldığı için yıkılmadan muhafaza edilebilen çok nadir kiliselerden biridir. Son yıllarda yenilenen Kilise Sayat Nova- Abovyan dört yol ağzında bulunuyor.

Opera Meydanı, Mesrop Mashdots ve Sayat-Nova Caddelerinin kesiştiği dev dört yol ağzında bulunuyor. Erivan merkezinde dolaşmaya doymayacaksınız. Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy tarafından hediye edilen Rodin’in ünlü “Ressamın Heykeli” çalışması Opera Meydanı’na çok yakın, görmeden sakın geçmeyin. Opera Meydanı alanında Yazar Hovhannes Tumanyan ve kompozitör Alexander İspantaryan’ın dev heykelerini görebilirsiniz. Son olarak da meydandaki kafelerde günün yorgunluğunu atabilirsiniz.

ERİVAN’DA  (YEREVAN)  GEZİLECEK YERLER;

Ermenistan Tarih Müzesi ve Ulusal Sanat Galerisi

Ermenistan Tarih Müzesi ve Ulusal Sanat Galerisi, Erivan’ın önemli meydanlarından biri olan Cumhuriyet Meydanı’nda bulunuyor. Ermenistan tarihi ve kültürünün en önemli izlerini bulacağınız bu müze mutlaka görmeniz gerekenler arasında.  Beş farklı bölümden oluşan Ulusal koleksiyonun sergilendiği bu müzede yaklaşık 400.000 daimi benzersiz arkeolojik, nümizmatik ve etnografik eserler yer almaktadır.  Paleolit dönemden günümüze Ermenistan tarihi ve kültürünü bu müzede bulabilirsiniz. Müze binasında ayrıca Ayvazovski ve daha birçok ünlü ressamın eserlerini görebileceğiniz bir sanat galerisi de bulunmaktadır. Önemli Rus ressamların eserlerinin yer aldığı Ulusal Sanat Galerisi, Ermenistan Tarih Müzesi ile aynı yerde bulunuyor. Sanat koleksiyonu bakımından oldukça zengin olan bu müzede, Ermeni ve Rus sanatçıların yanı sıra farklı ülkelerden sanatçıların eserleri de yer alıyor

Madenataran

Eski Ermenice’de “kütüphane” anlamına gelen Madenataran, antik Ermeni el yazması içeren dev bir arşivin müzesidir. Teoloji, felsefe, tarih, tıp, edebiyat, sanat tarihi konularında Ermenice, Latince ve hatta Osmanlıca eserler sunan dünyanın en zengin Orta Çağ el yazmaları ve kitapları burada görebilirsiniz. Matenataran’ın ana binası 1957 yılında, yeni bilimsel bina 2011 yılında yapılmıştır.

Modern Sanat Müzesi

Ermenistan’daki modern sanatı ve yeni eserleri görmek için kaçırmamanız gereken müze, Mashtots Bulvarı’ndadır.

Cafesjian Sanat Merkezi

Cafesjian Sanat Merkezi, çağdaş sanatın en iyilerini Ermenistan’a getirmeye ve Ermeni kültürünün en iyilerini dünyaya sunmaya adanmış. Kurucusu Gerard L. Cafesjian’ın vizyonundan ilham alan Merkez ayrıca Gerard L. Cafesjian Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun önemli eserleri de dâhil olmak üzere çok çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor.  Cascade Geçidi’nin içerisinde. Müzedeki modern ve postmodern sanat eserleri  bir yana, yaratıcı, bir o kadar da ihtişamlı bir mimariye sahip olan müzeye gidip saatler geçirebilir. Daha müzeye girmeden, Botero’nun eserleriyle karşılanıyorsunuz. Kasım 2009’da açılışını kutlayan CCA, modern ve çağdaş sanatın eşsiz eserlerini sergilemeye devam etmekte ve yetişkinler ve çocuklar için çeşitli dersler, filmler, konserler ve çok sayıda eğitim inisiyatifi sunmaktadır. Merkezin açılışından bu yana her yıl  bir milyondan fazla kişi ziyaret ediyor.

Yervand Kochar Müzesi

20. yüzyılın en önemli sanatçı ve heykeltıraşlarından Yervand Kochar ‘çağdaş sanatın babası’ olarak tanımlanıyor. Erivan’daki bu müzede sanatçının en ünlü heykelleri, minyatürleri ve sanatsal kişisel yolculuğu sergileniyor. Kochar’ın başyapıtlarından sayılan “Painting in Space”i de dünya gözüyle burada izleyebilirsiniz. Müze Mesrop Mashtots Bulvarı’ndadır.

Lenin Heykeli

Erivan’daki tüm bu heykeller içinden mutlaka görün diyeceğimiz bir başkası da “Lenin Heykeli”. SSCB döneminde meydanın en güzel yerinde (şu andaki Marriott Hotel’in karşısında) duran bu heykel rejimin yıkılmasından sonra, parçalanmış olarak muhafaza edilmiş. Bu heykeli Cumhuriyet Meydanı’ndaki Tarih Müzesi’nin bahçesinde görebilirsiniz.

Gök Camii

Erivan’ın en işlek caddelerinden olan Mesrop Maştots Caddesi üzerinde yer almaktadır. Bir Şii Camisi olan Gök Cami, Mavili kubbesi nedeniyle Gök Camii adını taşımaktadır. Kafkasya coğrafyasındaki en eski ve güzel camilerden biri olan bu yapı, Ermenistan’daki Müslümanların Merkez Cami’si olarak da biliniyor. İranlı hükümdar Nadir Şah döneminde 1766 yılında, Hüseyin Ali Han tarafından inşa edilen Gök Cami, 24 metre uzunluğundaki 4 minaresi ve 28 odası ile geniş avluya sahip 7 bin metre karelik alan kaplıyor. 24 metrelik minaresinin üstündeki mavi çinileri özellikle dikkati çekiyor.

Parajanov Müzesi

Yönetmen, ressam, senarist Sergei Parajanov, yarattığı eserleriyle tarihte yer etmiş Ermeni sanatçılardan. Müze, çizimler, kolajlar ve montajlar gibi birçok harika eser gösteriyor. Sanat, film, kültür ya da eski Sovyetler Birliği’nde yaşamına bir ilginiz varsa, Erivan geziniz de bu müzeyi mutlaka ziyaret edin

Opera Binası ve Meydanı

Alexander Tamanyan tarafından inşa edilen ve 1933’te açılan Opera Binası, Erivan’ın simgelerinden. Gittiğinizde mutlaka bu binada düzenlenen bir etkinliğe gidin ve büyülü ortamına şahit olun.

Zafer Parkı ve Ermenistan Ana Heykeli

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Lenin heykeli kaldırılıp onun yerine Sanatçı Rafael İsraelyan tarafından tasarlanan, Ermenistan’ı sembolize eden ve yüksekliği 50 metreyi bulan ‘Ermenistan Ana Heykeli’ yerleştirilmiş. Heykelin bulunduğu Zafer Parkı, turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasında.

Vernisaj

Dekoratif ve yerel özellikler barındıran ürünlere meraklı olanlar, mutlaka uğramalı. Erivan’ın el yapımı nar objelerinden almadan dönmeyin.

ERMENİSTAN’DA GEZİLECEK VE GÖRÜLECEK ÖNEMLİ YERLER;

Eçmiadzin Manastırı

Eski adı “Vağarşabad” olan ve 2. ve 4. yüzyıllar arasında başkentlik yapan Eçmiadzin, günümüzde tüm dünyadaki Ermenilerin ruhani merkezi. Ermenilerin, M.S. 301’de, pagan inanışından vazgeçip Surp Krikor Lusavoriç öncülüğünde Hıristiyanlığı benimsediler. Böylece pagan ibadethanelerin yerine kiliselerin inşa çalışmaları başladı. İnanışa göre Surp Krikor’a görünen Hazreti İsa altın bir çekici yere vurarak o noktaya bir ibadethane inşa edilmesini istemiştir. İsa’nın işaret ettiği yere yapılan kiliseye “Tanrı’nın Tek Oğlu Yere İndi” anlamına gelen “Eçmiadzin” adı verilmiştir. Bu nedenle Ermeni geleneğinde Eçmiadzin büyük bir kutsallığa sahiptir. Eçmiadzin, Tüm Ermeniler Katolikosu, yani Ermeni Apostolik Kilisesi’nin lideri konumundaki Patriğin oturma makamı yani tabir yerindeyse Ermenilerin Vatikanıdır.  Yaklaşık 150.000 m² bir alana sahip olan kompleksin içinde katedralin dışında, kutsal emanet bölümü, lojmanlar, müze, din okulu ve bir kütüphane bulunur. 4. yüzyılın başlarında, kilisenin bulunduğu Vagharşapat şehri, Büyük Ermenistan Krallığı’nın başkentiydi. Muhtemelen bir pagan tapınağının üzerine kurulmuş olan ve 4. yüzyıldan beri sürekli bir değişim geçiren kilisenin oldukça mütevazı boyutlardaki iç mekânı, Ermeni resim sanatının örneklerini sunan olağanüstü süslemeler barındırıyor.

Eçmiadzin’e gelmişken Erivan’a dönüş yolu üzerinde bulunan Aziz Gayane ve Aziz Hripisime Kiliselerini ve Zvartnoc tarihi şehir kalıntılarına uğramayı unutmayın. Eçmiadzin’e Erivan’ın merkezinden kalkan dolmuşlar ya da taksi ile kolayca ulaşabilirsiniz.

Garni Tapınağı

Erivan’dan 30 km uzakta bulunan Garni Tapınağı Ermenistan’ın Hıristiyanlık öncesi pagan dönemine ait en heybetli ve önemli yapılardan biri. Ermenistan dünyada Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul eden devletlerden biri olsa da Ermenistan Helenistik medeniyetinin bir parçası oldu ve o dönemden sadece Garni pagan tapınağı ayakta kaldı. Drtad Takavor (Tiridates) tarafından 1. yüzyılda Güneş Tanrısı “Mihr” adına yaptırılan tapınak, 4. yüzyılda Ermenilerin Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra 3. Drtad’ın kardeşi Khsosrovidukht’un yazlık konutu olarak kullanılmaya başlanmış. Aslında, Hıristiyanlığın kabulü ardından tüm pagan ve Helenistik döneme ait tapınaklar Ermeniler tarafından yerle bir edildi. Fakat dönemin birçok düşünürüne göre, bu tapınak çok değerli bir sanat eseri olduğu için yıkılmaktan kurtuldu. 1679 depreminde zarar gören yapı, 1969-1975 yılları arasında büyük bir restorasyon yapılmıştır.

Khor  Virap Manastırı

Erivan’a 45 km uzaklıkta bulunan bu harika manastır bir anlamda Ermenilerin Hıristiyanlık için verdikleri sınavı sembolize eder. Ermeniler arasında Hıristiyanlığı yayan Surp Krikor Lusavoriç, ceza olarak 13 yıl boyunca burada tutsak kalmış daha sonra Kralın gördüğü bir rüya ile çukurdan çıkarılmıştır. Bu olay üzerine Ermenistan Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul etmiştir. Kilisenin orijinal şapeli 642 yılında, Surp Asdvadzadzin Kilisesi ise 1662 yılında inşa edilmiştir. Türkiye sınırına sadece 8 km uzaklıkta olan, Kilisenin olduğu noktadan Ağrı Dağı’nın manzarası anlatılamayacak kadar güzeldir.

Geghard  Manastırı (UNESCO 2000 )

Geghard Manastırı, ülkenin en özgün yapılarından bir tanesi. Geghard (Ermenice mızrak anlamına geliyor).  Manastır, “mızrak” anlamına gelen adını, İsa çarmıhtayken göğsüne saplanan mızrağın buraya getirilmesi nedeniyle almış. Hakiki mızraktan kaldığına inanılan parça Eçmiadzin’de sergileniyor. Manastır 4. yüzyılda Hazreti İsa’nın vücuduna saplanan mızrağın bir kısmının saklandığına inanılan mağaranın üzerine kurulmuş. Manastır “Mağara Manastırı” anlamına gelen Ayrivank olarak da adlandırılır. Günümüzde ise manastır yaygın olarak Geghard ya da “Mızraklar Manastırı” anlamına gelen Geghardavank olarak adlandırılıyor. 1215 yılında manastıra bir de ana şapel inşa edilmiş. Burada ilk olarak 4. yüzyılda yapılan manastır, bir dönem önemini yitirdikten sonra 12. yüzyılda tekrar canlanmış. Günümüzde manastır alanı içinde aynı kaya oyma mimarisi özellikleri taşıyan 20’den fazla kilise bulunuyor. 2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak listelenen Gehhard Manastırı’nın en büyük özelliği, tek bir devasa kayanın oyularak kilise haline getirilmesidir. Manastırın yakınlarında Aras ile birleşen Azat nehrini de görmek mümkün.

Sevan Gölü ve Yarımada

Sevan Gölü, adını Urartuca “sular ya da göller ülkesi” anlamına gelen “suina”dan alıyor. Sevan Gölü, 940 km² yüz ölçümü (yaklaşık 78 km uzunluğu, 56 km genişliği)  ve 1900 m yüksekliğiyle sadece Ermenistan’ın değil, Kafkasya’nın da en büyük gölüdür. Geniş bir dağ zinciri ile çevrili olan Sevan Gölünü 28 çay ve Hrazdan Nehri tarafından beslemektedir. Ortalama 83 metre derinliği bulunmaktadır.  Sevan Gölü havzasından çıkarılan arkeolojik kalıntılar bölgenin Bronz Çağı’ndan bu yana yerleşim bölgesi olduğunu kanıtlıyor. Eskiden Geğama denizi, Geğarkunyats denizi, Likhnitis isimleriyle bilinen gölün Ermenice ismi olan Sevan’ın, Urartuca “Sular ya da Göller Ülkesi” anlamına gelen Suina’dan geldiğine inanılıyor. Göldeki yarımada üzerinde bulunan tepedeki Sevanavank kompleksindeki 305 yılında yapılmış kiliseleri görebilirsiniz. Kiliselerin olduğu mevkiden manzara harika. Kıyı boyunca Ermeni Haçkarlar’ın en büyük koleksiyonuna ev sahipliği yapan Noratous’a, haçla oyulmuş, kurtuluşa giden yolu göstermek üzere tasarlanmış taşlar yer almaktadır. Efsaneye göre, tüm Ermenilerin atası Hayk, halkına Ermenistan’daki her taşı dekore etmelerini emretti, bu yüzden farklı süslemelerden çeşitli hikayeler tasvir eden bu süslenmiş taşların 3000’ini göreceksiniz.

Sevan ve yakındaki restoranlarda; Sevan İşkhan balığını ve bölgenin baklavasını mutlaka tadına bakın. Sevan’ın suyu tatlı ama balığı gerçekten leziz. Ayrıca “Pavurya Kebabı” ve “İşkan Gatası” lezzetlerini mutlaka tadına bakmadan dönmeyiniz.

Tatev Manastırı

Ermenistan’ın güneyinde bulunan 9. yüzyılda inşa edilmiş Tatev Manastırı, ülkenin en önemli tarihi zenginliklerinden biridir. Bu Orta Çağ manastırı bir dini merkez olmanın yanı sıra, Ermeni Syunik krallığının en önemli stratejik merkezi olmuş. Orta Çağ boyunca ülkenin en önemli ruhani merkezlerinden biri olup, 500 din adamına ev sahipliği yapan bu dini kompleks, aynı zamanda 14. yüzyılda inşa edilen dini, bilimsel ve edebiyat alanında önemli çalışmalar yapmış bir üniversiteyi de bünyesinde barındırdı. Çağın önde gelen filozofları, teologları, müzisyenleri, edebiyatçıları ve diğer sanat kollarındaki önemli isimlerinin duraklarından biri olan bu kompleks hala Ermenistan’ın en ilginç yerlerinden biri. Yüksek ve etkileyici duvarlarla çevrili olan bu kompleks üç kilise ve değişik anıtlardan oluşuyor.

Zorats Taşları

Ermeni “Stonehenge” olarak da bilinen bu tarih öncesi bir arkeolojik site Sisian kasabası yakınlarında bulunuyor. Zorats Karer, Karahunj, (Carahunge) da denen bu taşlar arkeoloji ile ilgilenen birçok kişinin ilgisini çekiyor. Bazı bilim adamları, Erivan’dan 200 km uzaklıkta bulunan 7500 yaşındaki Karahunj’un, dünyanın en eski rasathanesi olduğunu söylüyorlar. Taşların toplam sayısı 223 iken, bazılarının ağırlığı 10 tonu geçiyor. 2016 yılında “National Geographic” yıldızları izlemek için dünyanın en uygun ve en eski 10 yerin listesini hazırladı. Bu listede Ermenistan’daki megalitik kompleksi Karahunj da yer aldı.

Zvartnots Harabeleri ve Zvartnots Katedrali (UNESCO 2000)

Ermenistan’daki tüm kiliselerden ayrı bir özellik taşıyan, dünyanın en güzel dini yapılarından biri olan Zvartnots Katedrali (Göksel Melekler Katedrali),  Zvartnots Antik Kenti’nin en başyapıtı olan kilise Katolikos III. Nerses’in emriyle 641 ve 662 yılları arasında inşa edilmiş. 10. yüzyılda zarar gördüğü depremde yıkıldıktan sonra uzun bir süre toprak altında kalmış, hatta 20. yüzyıla kadar yeri bile neredeyse unutulmuş. 1900-1907 yaklaşık bin yıl sonra ortaya çıkarıldı. Restorasyonların önemli kısmı 20. yüzyılın başlarında gerçekleştirildi.  7. yüzyılda inşa edilen ve zamanında çok zengin freskolarla süslü olduğu düşünülen katedralden geriye kalanlar bile, yapının ne kadar heybetli olduğunu gözler önüne seriyor. Zvartnots UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.

Haghpat ve Sanahin Manastırları ( UNESCO 1996 )

Ermenistan’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren diğer iki tarihi eser Haghpat ve Sanahin Manastır Kompleksleri. Sanahin “daha eski” anlamını taşıyor, bunun bu kilisenin Haghpat’tan daha eski olduğunu vurgulamak için kullanıldığına inanılıyor.

Haghpat Manastırı, Debed nehrine bakan bir tepede yaklaşık 976-991 yılları arasında kral II. Smbat döneminde inşa edilmiş. Grihor Lucavoriç’e adanmış iki bölümden oluşan şapel ise 11. yüzyılda inşa edilmiş. Dağların arasında inşa edilmiş bu kilise kompleksi, nehrin karşısındaki konumu ile oldukça büyüleyici. Komplekste ayrıca, Ermeni kral ve kraliçelerine adanmış şapellerin yanı sıra, Ermenistan’a özgü muhteşem oyma motiflerle süslü Khachkarları (taş haçları) da görebilirsiniz.

Hağpat Manastırı ise Ermenistan’ın Haghpat kentinde bulunan bir Orta Çağ manastır kompleksi. Manastır, muhtemelen 976’da Bagrati kralı Ashot III’ün karısı Kraliçe Khosrovanuş tarafından yaptırılmış. Bu iki manastır Ermenistan’ın kuzeyinde ve Erivan’a oldukça uzak olsalar da görülmeye değer.

Noravank Manastırı ( UNESCO 2002 )

Erivan’a 122 km uzaklıkta bulunan, Noravank Manastırı ülke genelindeki en güzel örneklerdendir. Noravank Manastırı (anlamı “yeni manastır”) 13. yüzyılda, günümüz Yeghegnadzor şehri sınırları içinde bulunan, içinden Amaghu Nehri’nin aktığı bir vadi üzerin de dağların tepesinde kurulan bir manastırıdır.

Noravank Manastır Kompleksi;  Surp Karapet Kilisesi, Surp Grigor Şapeli ve Surp Astvatsatsin Kilisesi olmak üzere 3 ana yapıdan oluşmaktadır.

Noravank Manastırı 1105 yılında Piskopos Hovhannes tarafından kurulmuş ve 13-14 yüzyıllarda iktidardaki Orbelian ailesi sayesinde Noravank gelişerek Syunik eyaletinin ruhani, eğitim ve kültür merkezi haline gelmiştir.2002’de Noravank Manastırı Unesco Dünya Kültür Mirası listesine alındı.

Marmashen Manastırı / Gümrü (Marmashen Monastery / Gyumri )

Gümrü’nün kuzeybatısında bulunan bu manastırın dört kilisesi vardır. (Bunlardan bir tanesi daireseldir, ancak son zamanlarda bir jamatun ve bir şapel ile keşfedilmiştir); jamatun ve şapel neredeyse yıkılmış durumdadır.

Ana kilisenin güney duvarında yer alan bir yazıt da, 986-1029 yılları arasında Prens Vahram Pahlavuni tarafından yaptırıldığını bildirir. Şemsiye şeklinde bir kubbe ile kubbe salonu tipinde, kilise, bazıları iki metre yüksekliğinde devasa taşlardan inşa edilmiştir. Dış duvarların üçünde çift niş bulunur. Tek giriş batıdan. Dış duvarlar gibi, kubbenin tamburu da güzel bir dekoratif etki yaratan yarım sütunlarla süslenmiştir.

Goşavank

Goşavank, Ermenice “Goş’un Manastırı” anlamına geliyor. Ermenistan’ın Tavush Eyaleti’nideki Gosh köyünde bulunan 12- 13. yüzyıla ait Ermeni manastırıdır. Bugünün manastırı, işlevsel bir dini kompleks olma durumunu sürdürememiş fakat popüler bir turistik yer olarak önemli manastırlar listesinde yerini almıştır. Manastır aynı zamanda dünyadaki en özel ve etkileyici khaçkar yani taş haçlara ev sahipliği yapıyor

Haghartsin

Haghartsin Dini Kompleksi Tavush Eyaleti’ndeki Dilijan kasabası yakınlarında bulunan 13. yüzyıla ait bir manastırdır. Bagratuni hanedanlığı himayesinde yaptırılan manastır kompleksinde 3 kilise ve çok sayıda khaçkar bulunuyor

ERMENİSTAN YEMEK KÜLTÜRÜ

Ermeni mutfağında, Türk mutfağında da yeri olan tatlar yer alır. Bu nedenle lezzet açısından alışık olduğunuz yemeklerle karşılaşabilirsiniz. Mutfaklarında ekmeğin de çok önemli bir yeri vardır.

Ermenistan mutfağı tarihi kadar eskilere dayanır ve çok çeşitli bir yapıdadır. Farklı tatlar zamanla bu mutfakta yerlerini bulmuşlardır. Sebzeler, çeşitli baharatlar, balıklar ve meyveler pek çok eşsiz yemeğin oluşumuna katkıda bulunur.

Ülke mutfağında ağır baharatlar kullanılmaz. Bunun yerine oldukça kaliteli malzemeler kullanılmasına özen gösterilir. Baklagiller, otlar, meyveler, fındık, değişik yapraklar ve çeşitli buğdaylar ülke mutfağında kullanılan malzemelerdir. Ayrıca Ermenistan mutfağında bizim ülkemizin lezzetlerine uyan ayran, dolma, cacık gibi türler de vardır.

Nar, ülkeyi sembolize eder ve doğurganlıkla ilişkilendirilir. Ulusal meyve ise şeftalidir. Khorovats, domuz, dana, kuzu ya da tavuk eti ile yapılabilen ve patlıcan, domates, biber ve baharatlarla servis edilen bir yemektir. Borscht ise geleneksel çorbalarıdır. Pancar ile yapılır ve genelde krema ile servise sunulur. Ülkede ekmek çeşidi de fazladır ve ekmekler oldukça lezzetlidir.

Ülkede içecek kültürü de gelişmiş durumdadır. Özellikle nar ile yapılan şaraplar mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasındadır.

ERMENİSTAN’DA ŞEHİR ULAŞIMI

Ülkede ulaşımla ilgili olarak pek çok seçenek bulunmaktadır. Eğer tek bir şehir gezilecekse genelde günlük turlar tavsiye edilir. Ayrıca ülkedeki otobüs ve minibüs ağıda gelişmiştir ve ekonomiktir. Ülkede tren ağındaki işleyiş oldukça yavaştır.

ERMENİSTAN’A NE ZAMAN GİTMELİ?

Haziran, Eylül ve Ekim ayları Ermenistan’a gitmek için ideal olan dönemlerdir. Yaz mevsiminde yağmurlar diner ve iklim sıcaklaşır. Ancak kimi zaman sıcaklıklar kırk derecelere hatta daha yukarılara çıkabilir. Bu nedenle Ermenistan’a gitmeden önce hava durumunu kontrol etmek faydalı olur.

ERMENİSTAN’A NASIL GİDİLİR?

Kara yolları ile, sınırlar kapalı olsa da haftada iki kez İstanbul’dan direkt uçak seferlerin olduğu Ermenistan’ın başkenti Erivan’da havalimanında vize almak mümkün.

Ülkemizden Ermenistan’a gitmek isteyenler Ermenistan’ın başkenti Erivan’a yapılan direkt uçuşlardan faydalanabilirler. Ayrıca Ermenistan’a İstanbul, Trabzon, Ankara ve Erzurum’dan Gürcistan üzerinden kara yolu kullanılarak otobüs ile seyahat etme olanağı da vardır.

AZERBAYCAN HAKKINDA (TIKLAYIN)

Devletin Adı: Azerbaycan Cumhuriyeti

Başkenti : Bakü
Nüfusu : 2015 yılı verilerine göre Azerbaycan’ın nüfusu 9,651,349 kişidir.
Yüzölçümü : 86.597 km2
Resmi Dili : Azerice – Azerbaycan Dili (Azerbaycan Türçesi)
Dini: Azerbaycan Cumhuriyetinde hâkim din İslamdır. Fakat diğer dinler de tam serbest faaliyet göstermektedirler. Diğer esas dinler Hristiyanlık ve Museviliktir. Hristiyanların ekseriyeti Rus Ortodoks ve Gürcü Ortodoks Kilisesi mensuplarıdır. Musevilerin ekseriyeti Dağ Yahudileri ve Aşkenaz Yahudilerdirler.
Para Birimi : Manat
Yönetim Şekli : Cumhuriyet

Sovyetler Birliği’nin dağılması üzerine Kafkas Dağlarının Hazar Denizine bakan güneydoğu eteklerinde kurulan bir Türk ülkesi. Batısında Ermenistan, kuzeybatısında Gürcistan, güneyinde İran, doğusunda Hazar Denizi yer alır.

 

AZERBAYCAN BAYRAĞI

Azerbaycan Bayrağı

Azerbaycan bayrağı üç farklı renkten oluşmaktadır. Bayrağın üç renkli olması fikrini, Azerbaycan bağımsızlığının ideologlarından olan Ali Bey Hüseyinzade ilk gündeme getirmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin devlet bayrağı eşit üç yatay şeritten oluşmuştur. Üst şerit gök mavisi renginde, orta şerit kırmızı, alt bölümdeki şerit ise yeşil renktedir. Bayrağın her iki yüzünde, kırmızı zemin üzerinde, beyaz renkte sağa bakan bir hilal ve sekiz kollu bir yıldız bulunmaktadır.
Bayraktaki gök mavisi renk Azerbaycan halkının Türk kökenli olduğunu vurgular, mavi renk Türkçülük düşüncesiyle ilgilidir. Türklerin gök rengine ağırlık vermesi ile ilgili çeşitli açıklamalar da mevcuttur. Ortaçağ’da Müslüman olan, Türkçe konuşan halkların yaşadığı bölgelerde sayısız eski anıt da yapılmış ve bu yapıların çoğu gök mavisi renginde olmuştur. Bu bakımdan gök mavisi, sembolik bir anlam taşır. Gök mavisi 13. yüzyılda İlhanlılar döneminin azametini, onların zafer seferlerini yansıtır.
Kırmızı renk – uygarlığı temsil ederek modern bir toplum kurmak, demokrasiyi geliştirmek, kısacası çağdaşlaşmayı, gelişmeye olan eğilimi belirtir. 18. yüzyılın sonlarında Fransız Burjuva Devrimi’nden sonra kapitalizmin gelişmesi anlamında Avrupa ülkelerinde büyük gelişmeler meydana gelmiştir. Aynı dönemde işçi sınıfının kapitalist sisteme karşı mücadelesi başlamıştır. Bu yıllarda kırmızı renk Avrupa’nın simgesine dönüşür.
Yeşil renk – İslam uygarlığına, İslam dinine aidiyeti belirtir. Azerbaycan bayrağının üç rengi: Türk milli kültürünün, Müslüman uygarlığının ve modern Avrupa demokratik esaslarının simgesidir.
Kırmızı zemin üzerinde bir hilal ve sekiz köşeli bir yıldızın tasviri bulunmaktadır. Bayrağın üzerindeki hilal ve sekiz kollu yıldızın anlamları konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır.
Hilal bir zamanlar Bizans İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopol’un arması olmuştur. Türkler 1453 yılında bu şehri aldıktan sonra bu arma Osmanlı İmparatorluğu tarafından İslam dininin bir simgesi olarak kabul edilmiş ve bu simge Müslüman olan başka halklara da geçmiştir. Bayrağın üzerindeki hilal Türk halklarının sembolüdür. Sekiz kollu yıldızın anlamına gelince bu, “Azerbaycan” kelimesinin eski alfabede yazılışıyla ilintilidir. Öyle ki, eski alfabede “Azerbaycan” kelimesi sekiz harfle yazılır. Diğer bir görüşe göre tarihte sekiz kollu yıldızın anlamı şöyle açıklanmaktadır: Türkçülük, İslam, Çağdaşlık, Devletçilik, Demokratiklik, Eşitlik, Azerbaycanlılık ve Uygarlık.
Azerbaycan bayrağındaki yıldıza dair diğer bir düşünce de Azerbaycan mimarisinde de yaygın olarak kullanılan sekiz kollu yıldızın sekiz Türk halkının simgesi olmasıdır.

AZERBAYCAN ALFABESİ
Azerbaycan dilinde 9 ünlü ve 23 ünsüz fonem (26 ünsüz ses) bulunur. Ünlüler kalın ve ince, dudaklanan (yuvarlak) ve dudaklanmayan (düz), kapalı ve açık, dil önü, dil ortası ve dil arkası diye gruplara ayrılır. Ünlülerin telaffuz edilirken çeşitli kriterlere göre sınıflandırılır:
kalın ünlüler: – a, u, o, ı ince ünlüler – e, ə, ö, ü, i dudaklanan (yuvarlak) ünlüler – o, u, ö, ü dudaklanmayan (düz), ünlüler – a, e, ə, i, ı dil önü ünlüler – i, ə, ü dil ortası ünlü – e dil arkası ünlüler -a, i, o, u kapalı ünlüler – u, ü, ı, i, e açık ünlüler – o, ö, a, ə
Azerbaycan dilinde Oğuz grubuna dâhil olan Türk ve Gagavuz dillerinde, genellikle Türk dillerinde olmayan “ə” ünlüsü yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, Azerbaycan dilinde “ı” ünlüsünün kelimenin başında kullanılmasına rastlanmamaktadır.

AZERBAYCAN PARA BİRİMİ
Azerbaycan Cumhuriyetinin milli parası olan Manat dır. 1992 yılında tedavüle sokulmuştur.

 

AZERBAYCAN EKONOMİK BÖLGELERİ

Azerbaycan Bölgeleri Haritası

BAKÜ – ABŞERON BÖLGESİ
Abşeron, idari bölgeleri, ayrıca Bakü ve Sumgayıt gibi şehirleri kapsaması dolayısıyla oldukça elverişli bir ekonomik ve coğrafi mevkide bulunmaktadır. Ekonomik bölgenin genel yüzölçümü 5900 km² dir ve bu da ülke yüzölçümünün % 7 sine eşittir
Abşeron yarımadasında zengin tedavi kaynakları bulunmaktadır. Çamur volkanları, kaplıcalar ve kapalı göllerin tedavi edici özellikleri vardır.
Abşeron ekonomik bölgesi gelişmiş bir altyapıya sahiptir. Azerbaycan’ın en önemli demiryolu, karayolu, su ve hava yolları hatları bu bölgenin arazisinden geçer. Arazinin Hazar Denizi kıyısında bulunması, ulaşım bağlantılarının genişlemesine imkân tanır. Ekonomik bölgede çok sayıda ulaşım aracı faaliyet gösterir.
Ekonomik bölge aynı zamanda geniş bir sosyal tesis ağına da sahiptir. Burada bilimsel araştırma enstitüleri, yüksekokullar, büyük spor merkezleri, ülke çapında sağlık tesisleri ve diğer sosyal altyapı tesisleri faaliyet göstermektedir.

ARAN BÖLGESİ
Bölge Ağcabedi, Ağdaş, Beylegan, Berde, Bilesuvar, Göyçay, Hacıkabul, İmişli, Kürdemir, Neftçala, Saatlı, Sabirabad, Salyan, Ucar, Zerdab gibi il ve ilçelerin yanı sıra Şirvan, Mingeçevir ile Yevlah şehirlerini de içine alır.
Aran ekonomik bölgesi elverişli bir ekonomik ve coğrafi mevkide bulunmaktadır. Bölgenin genel yüzölçümü 21 430 km² olup, ülke arazisinin % 24,7’sine eşittir.
Bölgenin yaşam için elverişli doğal şartları ve ekonomik, coğrafi özellikleri buradaki yerleşimde önemli rol oynamıştır. Bölgenin genel nüfusu 16 671 olmakla birlikte bu sayı ülke nüfusunun yüzde 20,5’ini oluşturur.
Aran ekonomik bölgesi ülkenin önemli büyük ulaşım hatları (demir ve karayolları) üzerinde bulunur. Bakü şehrini ülkenin temel ekonomik bölgeleri, Gürcistan, İran ve Türkiye ile birleştiren ulaşım yolları bu bölgenin üzerinden geçmektedir. Son dönemlerde uluslararası yük taşımacılığının çoğalması bu yolların önemini artırmıştır. Yevlah-Bakü havayolu da ayrıca faaliyet göstermektedir.

BATI BÖLGESİ
Batı bölgesi Gence-Kazak ekonomik bölgesini kapsamaktadır. Bölge Ağstafa, Daşkesan, Gedebey, Göranboy, Hanlar, Kazak, Samuh, Tovuz gibi il ve ilçeleri, Gence ve Naftalan gibi şehirleri kapsar ve Azerbaycan’ın batısında yer alır. Bölge elverişli bir ekonomik-coğrafi konuma sahiptir. Topraklarının genel yüzölçümü 12 500 km² olup, bu alan ülke topraklarının %14,4’üne eşittir. Özelliklerine göre bölgenin yüzölçümünü 4 bölüme ayırmak mümkündür. Bunlar, eğimli ovalar, yamaçlar, orta dağlık (deniz seviyesinden 1000-2000 metre yükseklikte), yüksek dağlık (deniz seviyesinden 2000 m yükseklikte) bölümlerdir. Bölgenin iklim koşulları da bu bölümlere göre çeşitlilik gösterir.
Bölgenin elverişli tabiat şartları ve ekonomik-coğrafi konumu nüfusun yerleşiminde önemli rol oynamıştır. Genel nüfus ortalaması 1103300 kişi olmakla birlikte, bu sayı ülke nüfusunun % 13,6’sını oluşturur.
Gence-Kazak ekonomik bölgesi ekonomik önemine göre ülkede ikinci sırada yer almaktadır. Azerbaycan’ın ikinci sanayi bölgesi olup ülkenin sanayi üretiminin %12-13’ünü karşılar. Ekonomik bölgenin endüstrisi tasarım ve üretim sahalarından ibarettir. Gence’de ve Daşkesen’de siyah ve renkli maden hammaddesinin çıkarılması ve işleme tesisleri bulunmaktadır. Ağır sanayi bölgenin ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Makine endüstri sahası üzerine kurulmuş bölgede cihaz, iletişim ekipmanları üretimi, otomobil ve tarım makineleri tamirhaneleri bulunmaktadır.
Gence-Kazak bölgesinin bir bütün olarak gelişiminde ulaşım sistemi önemli rol oynar. Bölge Azerbaycan’ı Gürcistan ve Karadeniz kıyıları ile birleştiren demiryolları ve otoyolları üzerinde bulunur. Gence, Kazak ve Ağstafa temel ulaşım noktalarıdır. Gence şehrinde ülke çapında önem arz eden bir havalimanı bulunmaktadır. Hazar Denizi’nden çıkarılan petrol ve gazın dünya pazarlarına ulaştırılması için çekilen boru hattı bu bölge üzerinden geçmektedir. Bölgenin elverişli doğal koşulları, saf iklimi, manzaralı dağlık ve ormanlık bölümleri, şifalı kaplıcaları uluslararası kalitede dinlenme-tedavi kurumlarının yapımına imkân verir. Deniz seviyesinden 1566 m yükseklikte Gök-Göl ve Hacıkendi dinlenme tesisleri kurulmuştur. Naftalan dinlenme-tedavi kompleksi dünya çapında öneme sahiptir.
Azerbaycan’ın kuzey-batı bölgesinin sosyo-ekonomik kalkınmasında ve bu bölgelerde yaşayan nüfusun sosyo-kültürel ihtiyaçlarının (sağlık, bilimsel-kültürel ihtiyaçlar, eğitim) karşılanmasında bölgenin sosyal yapısı önemli rol oynar. Gence’de Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Bilim Merkezi ve bilimsel araştırma kurumları faaliyet göstermektedir.
Gence’de Azerbaycan Devlet Ziraat Üniversitesi, Teknoloji Üniversitesi ve Devlet Pedagoji Üniversitesi gibi yükseköğretim kurumlarında ülke için vasıflı elemanlar yetiştirilir. Bölgede kütüphaneler, müzeler, tiyatrolar, hastaneler ve diğer sosyal – kültürel altyapı öğeleri mevcuttur.

GÜNEY BÖLGESİ
Güney bölgesi Lenkeran ilini kapsamaktadır. Azerbaycan Cumhuriyeti Lenkeran bölgesi Astara, Celilabad, Lerik, Masallı, Yardımlı ve Lenkeran idari bölgelerinin arazisini kapsamakla birlikte, Azerbaycan’ın güney-doğusunda yer alır. Bölge doğuda Hazar Denizi’nin kıyılarına kadar uzanır, batıda ve güneyde ise İran ile komşudur. Ekonomik bölgenin toplam alanı 6 080 km² olmakla birlikte, ülke topraklarının %7’sini kapsar. Özelliklerine göre bölgenin arazisi Lenkeran ovalığından ve Talış dağlarından oluşan iki kısma ayrılır. Bölge topraklarının %26’sı ormanlarla kaplıdır. Bölge doğal ortam bakımından ülkenin diğer ekonomik bölgelerinden farklıdır. Dünyada mevcut 13 iklim kuşağından 7’sine bu ekonomik bölgenin topraklarında rastlanmaktadır. Bölge nemli subtropik iklime sahiptir.
Bölgenin ekonomik açıdan elverişli koşullarının olması nüfus yerleşiminde önemli rol oynamıştır. Genel nüfus ortalaması 753 700 kişi olmakla birlikte, bu sayı ülke nüfusunun % 13,6 ‘sını oluşturmaktadır.
Masallı, Lenkeran, Astara bölgelerinin ovalık bölümlerinde çaycılık ve sebzecilik ile bostan ürünlerinin üretimi ağırlıktadır. Bağcılık (üzümcülük) özellikle Celilabad ilçesinde gelişmiştir. Lerik ve Yardımlı bölgelerinde ise temel tarım alanları tahılcılık, hayvancılık ve tütüncülüktür. Bu ekonomik bölge en önemli narenciye bölgesi olarak tanınmaktadır. Bölgedeki sahil şeridi boyunca balık avlanır.
Lenkeran ekonomik bölgesinin bir bütün olarak gelişmesinde ulaşım sistemi önemli rol oynar. Bakü-Astara Demiryolu ve ona paralel Bakü-Astara otoyolu yük ve yolcu taşımacılığında, ayrıca Azerbaycan’la İran arasında ekonomik ilişkilerin artmasında önemli rol oynar. Bakü-Lenkeran arasında hava ulaşımı güzergâhı da bulunmaktadır.
Güzel doğa manzarası, sıcak ve soğuk maden suları, elverişli iklim koşulları ve muazzam ulaşım ağı bölgede tedavi, sanatoryum ve turizmin gelişmesi için elverişli bir ortam yaratır.
Şu an için bölgede Lenkeran turizm kompleksi “Meşesu” tedavi merkezi faaliyet göstermektedir. Bölgede Lenkeran Devlet Üniversitesi, mesleki ve orta öğrenim kurumları, hastaneler, tiyatro, etnografya müzesi ve diğer sosyo-kültürel altyapı unsurları faaliyet göstermektedir.

KUZEY BÖLGESİ
Kuzey bölgesi Şeki-Zakatala ve Guba- Haçmaz ekonomik illerini kapsamaktadır.
Azerbaycan’ın zengin bölgelerinden sayılan Şeki-Zakatala illeri Balaken, Gah, Gebele, Oğuz, Zakatala, Şeki idari bölgelerinin arazisini kapsamakta ve Azerbaycan’ın Kuzeybatısında, yani Büyük Kafkas dağlarının güney yamacında bulunmaktadır.
Bölgenin toplam alanı 8,96 bin km² olmakla birlikte, ülke topraklarının % 10,3 ünü kapsar. Bölgenin yer şekilleri yüksek dağlık ve dağ bölümlerine ayrılır. Bölge sınırlı toprak kaynaklarına sahiptir. Arazinin yükseklik farkının fazla olması doğal şartların çeşitlenmesinin sebebi olarak kabul edilir. Bölge ılıman iklim koşullarına sahiptir.
Bölgenin genel nüfus ortalaması 531,9 kisi olmakla birlikte, bu sayı ülke nüfusunun % 6,5’ini oluşturmaktadır. Nüfusun çoğunluğu genel olarak dağ eteklerinde yaşamaktadır.
Bölge arazisi endüstriyel-mineral madenler bakımından zengindir. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bakır kaynaklarının hepsi, kükürt piritlerinin % 90’ı, çinkonun % 99’u bu ekonomik bölgenin sınırları içerisinde bulunmaktadır.
Güzel bir doğaya sahip olan Şeki-Zakatala bölgesi Azerbaycan’ın önemli dinlenme-turizm alanlarından sayılmaktadır. Gebele’de, Şeki’de, Zakatala’da tatil-turizm tesisleri faaliyet göstermektedir. Bu bölgenin arazisinden Gürcistan’a, uluslararası turizm güzergâhı geçmektedir.
Bu bölgede mesleki kurumlar ve orta öğretim kurumları, yükseköğretim kurumlarının şubeleri, kültür ve eğitim faaliyetleri kampları, sağlık kurum ve kuruluşları, müze ve tiyatro gibi sosyo-kültürel altyapı unsurları mevcuttur.

GUBA – HAÇMAZ BÖLGESİ
Guba-Haçmaz bölgesi Deveci, Guba, Haçmaz, Gusar ve Siyezen idari bölgelerinin arazisini kapsamakta ve Azerbaycan’ın Kuzeydoğusunda yer almaktadır. Ekonomik bölgenin toplam alanı 7,66 bin km² olmakla birlikte, ülke topraklarının % 8,8 ini kapsar. Ekonomik bölge kendine özgü yer şekillerine sahiptir. Bölgenin arazisi 26 metreden 4466 metreye dek birbirinden oldukça farklı 4 rakımda ovalara, dağ eteklerine, orta yükseklikteki dağlık bölgelere ve yaylalara ayrılır. Bölgenin iklim koşulları da bu bölgelerdeki doğal konumla bağlantılı olarak çeşitlilik gösterir. Bölge ovalık alanlarda sıcak, dağlık kısımlarda ise soğuk ve rutubetli soğuk iklim koşullarına sahiptir.
Bölgenin genel nüfus ortalaması 453 100 kişi olmakla birlikte, bu sayı ülke nüfusunun % 5,6’sını oluşturmaktadır. Guba-Haçmaz ekonomik bölgesi önemli tedavi-sanatoryum bölgelerinden biri olmakla birlikte zengin tedavi ve dinlenme olanaklarına sahiptir. Deveci ilçesinde Galaaltı maden suyu kaynağında bir tedavi merkezi faaliyet göstermektedir.
Guba-Haçmaz bölgesi elverişli ulaşım koşulları ve coğrafi konuma sahiptir. Ekonomik bölge arazisinden geçen demiryolu, otoyollar, petrol, gaz ve su boru hatları, ayrıca telekomünikasyon hatları ülkenin ulaşım ve ekonomik alanlarının gelişmesinde önemli role sahiptir. Azerbaycan ve Rusya Federasyonu arasındaki iletişimi sağlayan hatlar bu arazilerden geçmektedir.

KARABAĞ BÖLGESİ
Karabağ bölgesi Yukarı Karabağ ve Kelbecer-Laçin illerini kapsamaktadır. Yukarı Karabağ ili Ağdam, Terter, Hocavend, Hocalı, Şuşa, Cebrail, Fuzuli ve Hankendi gibi şehirleri kapsar. Bölgenin Hocavend, Hocalı, Şuşa, Cebrail ilçeleri ve Hankendi şehrinin topraklarının tamamı, Ağdam ve Fuzuli şehirlerinin ise belirli bir kısmı Ermeni işgali altındadır. Bu sebeplerden, devlet programı çerçevesinde bu alanda Ağdam ve Fuzuli bölgelerinin işgal edilmemiş topraklarının ve Terter bölgesinin gelişmesine dair önlemler alınması öngörülmektedir. Şu anda 1482 km² alanı kapsayan söz konusu üç bölgenin nüfusu 211 800’dir. Yukarı Karabağ ekonomik bölgesinde polimetal cevherleri (Mehmane yatağında), petrol, doğal gaz, çeşitli inşaat malzemeleri (mermer, çimento hammaddesi, inşaat taşı) gibi temel doğal kaynaklar bulunmaktadır. Ormanlarda bulunan kaynaklar yerel ağaç imalathane ve işletmelerine hammadde sağlayarak tüm ihtiyacı karşılamaktadır.
Yukarı Karabağ ekonomik bölgesinde bulunan Turşsu, Şırlan gibi şifalı sular, mineral kaynakları ve kaplıcalar ve uygun iklim şartları, bu yerlerde dinlenme ve tedavi olanakları sağlamaktadır.

KELBER – LAÇİN BÖLGESİ
Kelbecer-Laçin bölgesi Kelbecer, Laçin, Zengilan ve Gubatlı il ve ilçelerini kapsamaktadır. Bölgenin toplam alanı ülke topraklarının %7,5’ini, ülke nüfusunun ise % 2’sinden fazlasını kapsar.
Bölge ekonomisinin temelini tarım, özellikle de hayvancılık teşkil eder. Hayvancılık ve besicilik, arıcılık, tütüncülük, bağcılık, bahçe ve bostancılık, tahılcılık bölgedeki gelişmiş tarım alanlarıdır. Zengilan, Gubadlı idari bölgelerinde ve nehirler havzalarında tarıma elverişli ortam bulunmaktdır. Tarıma elverişli iklim koşulları, bu ortamı kullanmaya imkân vermektedir. Bölgedeki sanayi işletmeleri bu hammadde türlerinin işlenmesi amacıyla kurulmuştur. Bu bölgede et-süt ürünleri imal edilir, halı dokunur.
Bölge topraklarında altın, cıva, kromit, mermer, koral, perlit gibi kaplama taşları vb. endüstriyel madenler bulunmaktadır. Burada İstisu, Minkend, Tutgunçay gibi mineral kaynakları, şifalı sular, dağ ormanları, tedavi ve turistik dinlenme amacıyla kullanılabilir.

DAĞLIK ŞİRVAN BÖLGESİ
Dağlık Şirvan bölgesi Dağlık Şirvan illerini kapsamaktadır. Bu bölge Ağsu, İsmayıllı, Gobustan ve Şamahı il ve ilçelerini kapsamakla beraber, Azerbaycan’ın merkez bölümünde – Şirvan düzlüğünde yer alır. Ekonomik bölgenin toplam alanı 6 060 km² dir ve ülke topraklarının % 7 sini kapsar.
Bölgenin yüzey şekilleri dağlık ve ovalık arazi olmak üzere ikiye ayrılır. Bölgenin iklimi çok çeşitlidir, yüksek dağlık alanlar rutubetli olmakla birlikte, ılıman soğuk iklim koşullarına sahiptir.
Bölgenin genel nüfus ortalaması 257 400 kişi olmakla birlikte, bu sayı ülke nüfusunun % 3,2 sini oluşturmaktadır.
Petrol, doğal gaz, yanar şist ekonomik bölgenin temel kaynaklarıdır. Bölgenin dağlık alanlarında şifalı mineral sular bulunmaktadır. Kükürt ve hidrokarbonat bakımından zengin olan kaynak suları tedavi amacıyla kullanılır.
Şirvan toprağı tarih boyunca el sanatları ve dokuma merkezi olarak bilinmektedir. Lahıc kasabası bakır eşya sanatı, Basgal köyü ise ipek yazması (keleğayısı) ile ünlüdür. Şamahı şehrinde de ipek yazma üretimi yaygındır. Çoğu köy için halıcılık geleneksel bir sanat türüdür.
Şirvan ili geniş bir ulaşım ağına sahiptir. Bu bölgenin arazisinden geçen Bakü-Tiflis demiryolu Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri ile ekonomik ilişkiler kurmaya olanak sağlar. Demiryolu dışında önemli ana ve yerel otoyollar ulaşımı sağlamaktadır. Azerbaycan başkentini ülkenin batı bölgeleri ile birleştiren Bakü-Kazah otoyolu bu topraklardan geçer.
Bu bölgede yüksek öğretim kurumlarından Devlet Pedagoji ve Odlar Yurdu üniversitelerinin Şamahı şubeleri, meslek ve orta öğretim kurumları, sağlık, kültür ve eğitim kurumları, müze ve tiyatro gibi sosyo-kültürel altyapı unsurları mevcuttur.
Bölge turizm açısından büyük potansiyele sahiptir.

NAHÇIVAN (NAXÇIVAN) BÖLGESİ
Nahçıvan bölgesi Nahçıvan ilini kapsamaktadır. Azerbaycan Cumhuriyeti Nahçıvan bölgesi Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti sınırlarını kapsamakla birlikte, Azerbaycan’ın temel bölümlerinin dışında, Türkiye, İran ve Ermenistan sınırındaki arazide bulunmaktadır. Nahçıvan ili Nahçıvan şehrinden, Babek, Culfa, Ordubad, Sederek, Şahbuz, Şerur ve Kengerli idari bölgelerinden ibarettir.
Bölgenin toplam yüzölçümü 5500 km² olup ülke topraklarının % 6’sını kapsar.
Yer şekilleri özelliklerine göre bölgenin arazisi Zengezur ve Dereleyez sıradağlarından ve Aras boyunca uzanan eğimli ovalardan oluşmaktadır. Bölge topraklarının % 0,5 i ormanlarla kaplıdır.
Bölgenin genel nüfus ortalaması 364 500 kişi olmakla birlikte, bu sayı ülke nüfusunun % 4,5 ini oluşturmaktadır.
Nahçıvan’da zengin doğal kaynaklar: molibden, polimetal cevherleri, kaya tuzu, dolomit, mermer, traverten, yapı taşı, alçı gibi inşaat malzemeleri yatakları bulunmaktadır. Aynı zamanda, ekonomik bölge Badamlı, Sirab, Vayhir gibi 200 den fazla değerli maden suyu kaynağına sahiptir. Azerbaycan Cumhuriyeti molibden ve dolomit rezervlerinin hepsi, maden suyu rezervlerinin % 60 ı Nahçıvan bölgesi sınırlarında bulunmaktadır. Nahçıvan bölgesinin Azerbaycan Cumhuriyeti’nin diğer bölgeleri ile demiryolu bağlantısı bulunmamaktadır. Tek ulaşım hattı havayolu ve İran toprakları üzerinden karayoludur. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin enerji kaynağı dahi İran ve Türkiye üzerinden sağlanmaktadır.

GÜRCİSTAN HARİTA (TIKLAYIN)

Tiflis Gezi Notları | celebialper.com

ERMENİSTAN HARİTASI ( TIKLAYIN)

Ermenistan Seyahat Haritasi

AZERBAYCAN HARİTASI (TIKLAYIN)

Azerbaycan'ın bölünmesi - MİSAK- Millî Strateji Araştırma Kurulu

BANKA HESAPLARI (TIKLAYIN)

Hesap Sahibi Şirket Adı:

Artı Turistik Bilgi Danışmanlık Organizasyon Turizm ve Tic. Ltd. Şti.

”Adanus Turizm Seyahat”

Banka Hesapları:

***TEB Türk Ekonomi Bankası***

Müşteri Numarası: 1785528, Şiriyalı

Türk Lirası Hesabı: 

TEB Türk Ekonomi Banka Hesabı 462-7098367 Şirinyalı, Antalya

İban no: TR050003200000000070983267

***Garanti BBVA Bankası***

Müşteri Numarası : 5225311

Euro Hesabı:

Garanti BBVA Banka Hesabı 535 – 9095031 Lara , Antalya

İban no: TR52 0006 2000 5350 0009 0950 31
TUR PROGRAMI

1.GÜN l İSTANBUL – BATUM

İstanbul Yeni Havalimanı Dış hatlar Gidiş Terminalinde saat 04:30’da buluşma. Bilet, bagaj ve pasaport işlemlerini takiben Türk Havayolları’na ait TK390 sefer sayılı uçakla saat 06:45’te Batum`a hareket. Yaklaşık 1,5 saatlik yolculuğun ardından yerel saat ile 09:35’te Batum`a varış. Pasaport, bagaj ve gümrük işlemlerinin ardından özel otobüslerimizle birlikte panoramik Batum turumuza başlıyoruz. Araç içerisinde ve Türkçe konuşan karşılama ekibimizle birlikte gerçekleştireceğimiz panoramik turumuz sonrası otelimize gidiyoruz. Geceleme otelimizde.

 2.GÜN l BATUM

Sabah otelimizde alınacak kahvaltı sonrasında tüm gün serbest zaman. Geceleme otelimizde.

 3.GÜN l BATUM – İSTANBUL

Sabah kahvaltısının ardından otelden çıkış işlemlerimizi yapıyoruz. Ardından rehberimizin belirleyeceği saate kadar serbest zaman. Rehberimizin belirleyeceği buluşma saatinde özel aracımızla havalimanına transfer. Bilet, bagaj ve pasaport işlemlerinin ardından Türk Havayolları TK393 sefer sayılı uçağı ile saat 21:35’de İstanbul’a hareket. Yaklaşık 1.5 saatlik yolculuğun ardından Istanbul Yeni Havalimanı’na saat 22:40’da varış ve turumuzun sonu. Bir sonraki gezimizde buluşmak dileğiyle.

EKSTRA TURLAR (TIKLAYIN)

EKSTRA TURLAR

Abşeron Yarımadası turu: Kişibaşı 50 Euro

Gobustan & Haydar Aliyev Müzesi turu: Kişibaşı 60 Euro